Hani bir söz vardır birisiniz” YANARIM SANA EMEKLERİME YANARIM” genelde ya şarkılarda veya ayrılık konuşmalarında sık sık duyarız. İşte bende “YANARIM YANARIM” “GENÇLERİMİZE VE GELECEKLERİNE YANARIM” diyorum. Söyleyen başka biri yoksa eğer, tarihe not düşülsün. 

Hiçbir zaman bende olmayan ile banenecilik yapmadım. Çocuğum yok ama kaygım ÇOK. Eğitim yuvalarında geleceklerini kurmaya çalışan tüm çocuk ve gençler için dediğim gibi YANARIM…  Gençlerimiz, ülkedeki yolsuzluklarla karşı karşıya kalarak toplumsal bir sorunla başa çıkma mücadelesi veriyorlar. Her gün okudukları ve gördükleri ile sarsılıyorlar. Yolsuzluk, bir ülkenin ekonomik, siyasi ve sosyal yapısını derinden etkileyen ve toplumun tüm kesimlerini sarsan bir sorundur. Fakat  gençlerimiz ne yazık ki , bu olumsuz etkilerin birinci elden tanığı olmakta ve şu sıralar gelecekleri üzerinde ciddi bir etkisi olduğunu görüyorlar. Diğer yandan kötü örnek teşkil etmesi de cabası. En acısı da bu ya. 

Bir zamanlar umut ve gelecek vaat eden bir çaba olarak başlayan gençlere güzel günler bırakma çabası, maalesef  günü gelince LEKELİ bir maziye dönüşmek üzere. Modern, temiz, güvenli  bir ülke  gençlere sunacağı imkanlar ve destek, onların sağlam temellere dayalı bir gelecek inşa etmelerini sağlamak amacıyla olmalıdır. NE HAYALLERİM DE VAR. SANKİ BU ÜLKEDE TURİSTİM. Peki bizler ne yaşıyor ve ne yaşatıyoruz gençlerimize? Bu gelecek güzel günlerden söz edenlerin yolsuzluklar, adaletsizlikler ve toplumsal sorunlar nedeniyle istenilen sonuçları vermemekle birlikte, gençlerin hayallerini de gölgelemiyor mu? TAM DA ÖYLE OLUYOR.

Siyasi ve toplumsal kutuplaşma da gençlerimizi etkilemektedir. Ülkenin üst mertebelerinde yaşanan depremler, siyasi çekişmeler, toplumsal huzursuzluklar ve adaletsizlikler “EVLATLARIN” geleceğe dair umutlarını azaltıyor. Dahası bu kadar sarsıcı olaylara tanıklık ederek,  toplumsal birlik ve dayanışma yerine ayrışma ve çatışma içine de sürükleyeceği çok nettir. Bir o kadar üzücüdür. Bir o kadar kapkaranlıktır. 

Teknolojinin hızla gelişmesi ile ÇOCUKLARIMIZ  bu ülkede çeşitli sosyal, ekonomik ve siyasi olaylara tanıklık ediyorlar. İnternetin yaygınlaşmasıyla birlikte gençler, bilgiye daha kolay erişebiliyorlar ve ülkede olup biten iyi şeylerle birlikte , bu toplumun  çöküşünü de izliyorlar. Eskiden çocukların yanında konuşuyorken yüz kez düşünülürdü. Şimdilerde bunca kötü örneklere, olumsuz onca olaya , davalarla , tutuklamalarla suçlarla, kısacası KÖTÜ olan her şeye ulaşıp geleceklerinden kaygı duyuyorlar. 

Toplumsal huzurumuzu , tehdit eden sorunlar ile biz yetişkinler başa çıkamıyoruz. Onca tanıdığımız insanları elleri kelepçeli görerek ruhsal olarak çöküyoruz. Beklemediğimiz onca şeyi görerek , nasıl başa çıkacağımızı düşünüyoruz. Haksızlıklar karşısında, yenilenler , içilenler, alınanlar, satılanlar karşısında dehşeti yaşıyoruz. Küçük ülkemizde , hangi köşeyi dönseniz ya eski sevgilinizle , ya eski bir arkadaşınızla yada aileniz ile karşıladığınız bu avuç içi kadar ülkede yaşananlar ve de yaşanacaklar çok KORKUNÇ. 

Aslında çok KORKMALIYIZ. Aslında yaşadığımız bu ruhsal darbeleri bir an önce sonlandırmalıyız. Ne kadar zarardayız bilmiyorum ama zararı şöyle durusun ARTIK GERÇEKTEN gençlere güzel günler bırakma çabası, bu ülkenin ve onu YÖNETENLERİN  TEK AMACI OLMALIDIR. . Ancak, bu amaç  LEKELİ  bir maziye dönüşmeden  ve gençlerin umutlarını kırmadan onları geleceğe dair umutla hazırlamalıdır. Herkesin katkısıyla, gençlere daha iyi bir gelecek sunmak mümkündür ve bu çaba asla vazgeçilmemesi gereken bir hedef olmalıdır. 

Hayatım boyunca hep olmayacak olanı istemişimdir.  Bu da onlardan biri işte. Takılmayın siz bana…


ARTIK GERÇEKTEN ÜLKEMİZDE 

SADECE HEP BAHARLAR OLSUN…