Avrupa ülkelerinde konut almak isteyen insanlara yol göstericiler vardır...

   Bir defa avukat tutmalısınız...
   Avukat, sizin adınıza konutla ilgili her türlü araştırmayı yapar ve rapor hazırlar...
   En ufak bir sorun varsa bile; araştırma sonucunda her şey ortaya çıkar...
   Örneğin; 5 yıl sonra satın alacağınız konuta şu kadar mesafede yeni yol yapılacaksa, sizi bundan haberdar eder... 
   Ayrıca krediyi verecek banka da ‘uzman kuruluşlara’ araştırma yaptırır ve konutun mühendislik açısından durumu, eksileri, artıları ve maliyet hesabı ortaya çıkarılır...
   Alacağınız konutun değeri, size teklif edilen fiyatın altında veya üstünde ise haberiniz olur...
   Bizdeki gibi konut alınacağında, evin iç ve dış görünümüne göre karar verilmez ...
   “Bak ne güzel çamaşır odası da var” diyerek kimse konut satın almaz ...
   İşin ‘göz boyamasında’ değildir insanlar...
   Zaten sistem de buna izin vermez...
   Hiç kimse boşuna para harcamaz...
   Bizde, villa bölgesine giderek, çok büyük harcamalarla bir konut alıyorsunuz, bir süre sonra yanı başınıza apartman dikerler...
   Hatta oto tamir atölyesi açabilirler...
   Ondan sonra saçınızı, başınızı yolarsınız...
   Dert anlatacak bir makam da bulamazsınız...
   Bu örneği neden verdim?..
   KKTC’de her şeyin ‘boş vites’ gittiğini göstermek için...
   Ve bizleri de bu sisteme alıştırdıklarını vurgulamak için...
   Hepimiz artık bu bozuk sistemin bireyleriyiz...
   Mal alır ve satarken bunun ileride ne getirip, ne götüreceğini bilemeyiz...
   Villa bölgesine giderken, bir süre sonra etrafımızı apartmanların saracağını aklımızın ucundan bile geçirmeyiz...
   Evin havuzu da varsa, Allah, Allah...
   Erir biteriz...
   Yaşam bölgelerine uygun işyerlerinin açılıp, açılmayacağını sorgulamayız bile...
   Zaten sorgulamaya kalksanız, size bilgi verebilecek bir makam yoktur...
   Bu ülkenin geleceğini planlayan, proje üreten bir mekanizmadan söz edilemez...
   Çünkü yoktur...
   Yabancı mülk alıcılarının kazıklanmasının ardında yatan neden de KKTC’deki kanunların yetersiz oluşudur...
   Sistemsizliğin ve ‘kazıklama anlayışının’ egemen olmasıdır...
   Bugün emlak sektörü dibe vurmuşsa, bunun başlıca sorumlusu çarpık siyasettir...
   Ve o siyaset nedeniyle gelecek belirsizdir...
   Bu ülkede yarının ne olacağını kimse bilemez...
   Bilmediği için de geleceğe yönelik tahminler yürütemez...
   Eğitimi, sağlığı bir sisteme oturtamaz...
   Bu ülkede sadece basit siyaset oyunları vardır...
   Her türlü seviyenin altında bir siyasi yapının oluşması ve herkesin bu temelsiz yapıya sarılması nedeniyle, tam bir çıkmazın eşiğine gelmiş bulunuyoruz...
   İşte o nedenle aylardan beri ‘sistem değişikliğinden’ söz ediyoruz...
   Sistem değişmezse halimiz dumandır...