Hayat şartları çok zor…
   Okula giden çocuğa para yetiştireceksin…
   Elektrik, su, gaz, mazot, benzin için bir torba dolusu para ödeyeceksin…
   Bunları biliyoruz…
   Tüm vatandaşlar gibi sen de zordasın…
   Sevgili çiftçi kardeşim…
   Üretmek, satmak ve kazanmak zorundasın…
   Kaybetme lüksün yoktur…
   O nedenle, yetiştirdiğin sebze ve meyveleri kemiren böceklere karşı ilaç kullanıyorsun…
   Bunları biliyoruz…
   Ne var ki; kullandığın ilaçların ‘yasaklıları’ vardır...
   Yasaksız olanların da bekleme süresi!..
   Bugün ilaçladığın bir sebzeyi, iki gün sonra çarşıya süremezsin…
   Bunları sana öğreten yok…
   Freni patlamış bir ülkede, halkın gıdasıyla ilgilenen, kafa yoran ve senin gibi üreticileri eğiten yok…
   Bunları da biliyoruz…
   Ama ilaçladıktan iki, ya da üç-beş gün sonra çarşıya gönderdiğin sebzeleri, üç yaşındaki çocuklar da yiyor…
   Zehir kokan domatesler, onların geleceğini karartıyor…
   Senin de çocukların, torunların vardır…
   Onların geleceğini düşünmek zorundasın…
   En basit kanser hastalığıyla mücadele için çok büyük paralar gerekiyor…
   Senin otuz yılda kazandığın para, basit bir kanser hastalığını tedavi etmek için yeterli olmuyor…
   Çekilen acılar da cabası...
   Sevgili çiftçi kardeşim…
   Yasaklı ilaçları hiç kullanma…
   Hele Lannate 90 adlı ilaca hiç yaklaşma…
   Onu kullandığın zaman, zehiri ilk soluyan sen olursun…
   Ve ciğerlerin iflas etmeye başlıyor…
   Yetiştirdiğin sebzedeki kalıntılar ise insanımızın geleceğini karartıyor…
   Erken mahsul toplayacaksın diye hormona sarılma…
   Domatesi şişirdiğin gibi, onu yiyen insanları da şişiriyorsun…
   Kahveye çıktığın zaman insanların suratlarına iyice bak!..
   Hele laf dinlemeyen gençlere…
   Yüzler, kafalar, eller, ayaklar ve bacaklar, eski insanlara benzemiyor…
   Sevgili çiftçi kardeşim…
   Zehire ve hormona güvenerek üretim yapmaktansa bu mesleği terk et…
   Çık meydana anlat bunca zaman yaşadıklarını ve bizlere yaşattıklarını…
   Kapını seçimden seçime çalan siyasilere hiç aldanma…
   Bugüne kadar sana el uzatmayan, kullandığın ilacın zararlarını anlatmayan…
   Hiçbirşeyi denetlemeyen…
   Tüm uyarılara kulak tıkayan...
   Balıkların bile zehirlenmesine göz yuman bir siyaset anlayışına esir olma…
   Çocuklarını, torunlarını, her sabah selamlaştığın komşunun evlatlarını düşün…
   Kanser hastalıklarında dünya beşincisi olduysak bunda senin de payın vardır…
   Üzülüp, ağlama…
   Ama artık o zehiri elinden bırak…
   Hele Lannate 90’a hiç dokunma!..