Konuk yazar Karakuş yazdı...

Sayın ulaştırma bakanı karada daha çok seyahat ediyoruz unutmuşsanız hatırlatalım. 
Her gün birilerine araç çarpıyor. Karşıdan karşıya geçmek ne mümkün. Kapkaranlık yollarda her gün birileri araç altında kalıyor. Sürat bir yana  dursun, karanlık yollarda insanlar asla görünmüyor. Yolların çukur değil de kuyu halini alması , oradan kaçıp buraya geçmeye çalışmak ve kör karanlık caddeler de insanları görmek artık imkansız. 


KAPKARANLIK KUYULU YOLLAR…

Yol dediğimize bakmayın dil alışkanlığı. Lale tarlası ve korku filmi setleri gibi olan  araçlarımız'la seyahat ettiğimizi şeyler işte. 2 ayda 595 trafik kazası bu da demek oluyor ki ada genelinde günde en az 10 kaza gerçekleşiyor. Bu kazların fazlasında ise ölümler gerçekleşiyor. İnsanlarımızı çocuklarımız,  gençlerimiz bu kahrolası bu yüz yıla hiç yakışmayan , sizlerin yol bizlerin ise tarla bile diyemeyeceğimiz yerlerde hayatlarının kaybediyor. Bu ülke de  araç kullanmak , motor kullanmak ve hatta karşıdan karşıya geçmek artık mümkün olmuyor pek. 

Alkollü araç kullananların ardı arkası kesilmiyor. Neden?… Caydırıcı cezalar yok çünkü. Süratli araç kullanmak bitmek bilmiyor.  Neden?…Denetim ve cezalar yeterli değil çünkü. Araçları sadece evrak sorgulamak için durdurup ceza yapıştırmak değil denetim. 16 yaşında alkollü bir çocuğun araç kullanıp kaza yapması da denetim açığınızın en büyük yüzü. Öbür yandan lüks araçların süratle duvarların üzerine çıkması cezaların ne kadar komik olduğunun göstergesi. 

Çok zaman değil  seyrüsefer harçlarına şöyle okkalı tarafından  zam  yapıldı.  Günü geçen araçlara yüklüce cezalar uygulanıyor ama gelin görün ki ortada gidilecek yol yok. Kapkaranlık ışıksız , izyol trafik işaretleri, yol çizgileri olmayan nereden ne çıkacağı belli olmayan yamalı yamalı katranlı toprakla karışık lale tarlası yollar. Hele şu alakasız yerlerde olan ve asla kullanılmayan yaya geçitleri. 

Daha ışıklandırma yok, henüz yol çizgisini çizecek tek bir aracın yok, tek şeritten çift şeritte geçen bir ülke iken, kalkmışlar hala ne söylediysek yaptık yapacağız diyorlar. Her gün onlarca insan yollarda can veriyor. Kimi sürat, kimi ALKOL , kimi karanlık yollar yüzünden , kimi kullanımı zor olan yollarda. 

Ülkede kimse ayık  dolaşmıyor.  Alkolü alan direksiyon başına geçiyor neden?... Çünkü sadece cezası ehliyete 3 ay el koymak. 3 ay sonunda ve hatta beklemeden yine direksiyon başına geçip suçu günahı olmayan insanların hayatlarına gasp ediliyor.. Alkollü araç kullananın sağlam cezalar ile mahkum edildiğini duydunuz mu? HAYIR...

Denetimin yok, sağlam cezalar yok, kapkaranlık yollar, yağmur yağınca her yer her yerde olan bir ülke. Sokalar o kadar insan dolu ki her yerden birileri caddeye atlıyor. Hele ki siyahi öğrencileri görmek için dört tane gözünüz olmalı. Önümüze mi bakacağız yoksa nerden ne çıkar diye sağa sola mı bakacağız. Ambulansın yoğun trafik kuyruğunun içinde acı acı bağırması. Çünkü kendine ait bir yolu yok. Otobüslerin aniden yok kesip trafiğe dalması. 

Hiç mi bunları görmüyorsunuz? Sizi sayın ulaştırma bakanı evinize özel güçlerle mi gidiyorsunuz?  Makam aracınızda ilerlerken o kapkaranlık yolları görmüyor musunuz? O makam aracınızın tekeri çukurlara düşmüyor mu? Hakkaten evinize hangi yolları kullanarak gidiyorsunuz?  Bir ülkenin bu kadar kendi kaderine terk edilmesi , siz sayın yönetenleri yönetiyoruz diyenleri rahatsız etmiyor mu? 


Kısacası öyle yada böyle denetimsiz, sorgulama ihtiyacı durmaksızın, önlem  almaya çaba göstermeden , azıcık işim kaygısız başım misali bu ülkede İNSANLAR ÖLÜYORRRRRRRR.... Umursuzluk , yönetmsizlik ve sadece çıkarlar üzerinde bir yönetim ve yaşam sürdürülüyor. 


UNUTMADAN SAYIN ULAŞTIMA BAKANI. BİR DE GECE ADAYA UÇAKTAN BAKMANIZI TAVSİYE EDERİZ BAKALIM NE GÖRECEKSİNİZ…


ÖLENLERE RAHMET...
KALANLARA SABIR...
BİZ İŞİMİZE, MAAŞLARA, VE RAHATLIĞIMIZA DEVAM DİYORLAR...

İNSAN HAYATININ YOK OLUŞUNA SIRT DÖNMEK CİNAYETLERİN EN AĞIRIDIR…

KARAKUŞ