BAHAR SANCAR YAZDI…

Rum Yönetimi’nin “Mülkiyet” konusunda gerçekleştirdiği girişimler, yaptığı tutuklamalar ve çıkardığı yeni tutuklama kararları, çıtayı giderek yükselten tavrı, ülkemizde son zamanlarda en çok konuşulan gündem maddesi haline geldi…

Kıbrıslı Türkler üzerinde oynanan bu “Mahalle Baskısı” oyununun hedefi ne Kıbrıslı Türkler, ne Kıbrıslı Türk inşaat firmaları, ne Kıbrıslı Türk Müteahhitler ne Eşdeğer koçanlı ev alan vatandaşlar, ne de 2 tane Macar emlakçıdır…

Güney Kıbrıs’ın giderek çirkinleşen bu oyununun ana hedefinde “TAŞINMAZ MAL KOMİSYONU” var…

Güney Kıbrıs yönetimi sistematik bir şekilde bir süredir Taşınmaz Mal Komisyonu’nun etkinliğini azaltmak için kendi vatandaşlarını tehdit etti TMK’ya başvurmasınlar diye, müteahhitleri tutukladı, Avrupa’da insanları tutuklattı, yeni tutuklama kararları çıktı…

Avrupa’da kapı kapı gezdi Taşınmaz Mal Komisyonu’nu karalamak için…

Son zamanlarda bu girişimlerin artmasının ana sebebi de Taşınmaz Mal Komisyonu toplantısının Avrupa’da Haziran ayında yapılacak olmasıdır…

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi tarafından tanınan ve mülkiyet konusunda çözümün tek adresi olan Taşınmaz Mal Komisyonu’nun işlevsiz hale gelmesi, Rum komşumuzun yegâne arzusudur!

Ve tüm girişimleri de bunun içindir!

Kıbrıslı Türkler olarak Taşınmaz Mal Komisyonu’na sıkı sıkıya sahip çıkmalı ve komisyonun devamı için seferber olmalıyız…

Bu yaşananlara karşı boyun eğmemeli ve Taşınmaz Mal Komisyonu’nun devamı için devletin tüm kurumları ile hareket etmeliyiz…

Taşınmaz Mal Komisyonu’nun feshi demek, bu ada üzerindeki tüm yaşam haklarımızı Rumlara teslim etmektir…

O nedenle Haziran ayı öncesinde hızlı bir şekilde gerekli şikayetlerin ilgili makamlara bir an önce yapılması gerekiyor…

Bu çirkin oyunu bozmalıyız…

Taşınmaz Mal Komisyonu’nun devamı, Kıbrıslı Türklerin özgürlüğü için teminattır…

Devletin düzenlediği yasalarla Taşınmaz Mal Komisyonu’na aktardığı kaynağın artırılması bu nedenle çok önemlidir. Perşembe akşamı yayımlanan Resmî Gazete’de emlak vergi oranlarında Taşınmaz Mal Komisyonu’na aktarılan kaynağın artırılması da bu anlamda önemli bir adımdır…

Ancak sadece yasal düzenlemelere değil, lobicilik anlamında da daha farklı manevralara ihtiyacımız var…

Tiran’da Avrupa Birliği zirvesinde Hristodulidis’in Cumhurbaşkanı Erdoğan’a yanaşma, yaranma ve bir diyalog var-MIŞ gibi davranma çabalarını görebiliyoruz…

Maksatlı işler bunlar…

Bir süredir Güney’de çıkan “Türkiye limanlarını Güney Kıbrıs’a açıyor”, “Türkiye ile diyalog” ve benzeri haberlerin çıkması da sadece ama sadece koca bir SPEKÜLASYONDUR…

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, KKTC ziyaretinde Rum yönetimine bu noktada çok açık ve net mesajlar verdi…

Bu mesajları anlamamak için ahmak olmak gerekiyor…

Ancak karşımızdaki zihniyet ısrarcı bir tavırda…

Çektirilen ve servis edilen o fotoğraf kareleri de bu oyunun bir parçasıdır…

Güney Yönetimi ve Hristodulidis Türkiye ile bir diyalog içerisinde falan değil…

Bu tuzağa düşmeyelim…