Aytuğ Türkkan'ın köşe yazısı...

Herkes hemfikir ki gereksiz bir seçim yapıyoruz…
Hatta hepimiz tepkiliyiz ki; 25-30 milyon TL’yi gereksiz yere harcıyoruz…
Her iki konuda iktidar da, muhalefet de ayni düşünüyor… Ama anayasa emredince seçime gidilecek, başka şans yok!..
   Bu kez pandemi filan da yok çok şükür, bahane bulup seçimi öteleyemiyoruz!
Burada tek eleştirim; bir yasal değişiklik ile seçimi sadece Lefkoşa’da yapabilirdik ama siyaset buna onay vermedi, “49 vekil gibi 50’inci de yurt genelinden seçilsin” dendi… 
   Bu seçime neden gidildiği çok daha farklı bir konudur ama sonuçta Kudret Özersay hocam öyle istedi, biz de toplum olarak 1 vekil için 25-30 milyon TL harcayıp sonunda bir karar vereceğiz! 
Elbette tek bir vekil mecliste farklı bir aritmetik doğurmayacaktır… 
Hepimiz şu soruyu soruyoruz haliyle; “ne değişecek?”
Belki mecliste bir fark yaratmayacak bu seçimin sonucu ama çok önemli bir siyasal mesaj verecek! 
Ana muhalefet CTP, Ünal Üstel hükümetinin halktan destek almadığını ileri sürüyor, hükümeti gayrı meşru görüyor ve erken seçim talep ediyor. 
İşte bu seçim CTP için bu iddialarını kanıtlama zamanıdır ve o açıdan bu seçim muhalefet için oldukça önemlidir. 
   Eğer CTP’nin adayı - ki çok ince eleyip sık dokuyarak gazeteci ağabeyimiz Sami Özuslu’yu aday gösterdiler – kazanırsa o vakit CTP’nin bu tezine halk destek vermiş olur. 
Yoksa CTP’nin vekil sayısını 18’den 19’a çıkarması meclis aritmetiğini değişmez, hiçbir fark ortaya çıkmaz…
Ama CTP’nin seçimi kazanması durumunda tezi güçlenir, erken seçim çağrısının altı dolmuş olur ve hükümet oldukça zor bir sürecin içerisine çekilmiş olur.
   Gelelim diğer cepheye..
   Eğer hükümet partilerinin adaylarından biri bu seçimi kazanırsa işte o zaman hükümet ortaklarının her fırsatta dile getirdikleri “Seçim 2027 yılındadır” söylemi gerçekleşmiş olacaktır. 
Bu 3 partinin ayrı ayrı adaylar çıkarması elbette ki hükümet için bir handikap olacaktır.  Bu cephenin adaylarına kısaca bir bakacak olursak, kuşkusuz en güçlü aday büyük ortak UBP’nin adayı Ali Başman’dır!
Ali Başman, kamuoyunda saygı gören, başarılı bir iş insanı, sevilen bir spor yöneticisidir. Adı hiçbir şekilde lekelenmemiş köklü bir ailenin tepe yöneticisidir. 
   Tüm bu özellikler elbette ki büyük bir artıdır. Başman için olası bir handikap UBP içerisindeki hesaplaşmaların kurbanı olabilecek olmasıdır… 
   Başman, Ünal Üstel’in adayı gibi görünse de UBP adayı olma yolunda hızlı bir şekilde ilerlemektedir, bunu başardığı takdirde UBP içerisindeki hesaplaşmalardan en az zararla çıkacaktır ki; bu da O’nu ipi göğüslemeye en yakın aday yapar..
   DP adayı özel sektörde başarılı işler ile adını duyuran, herkesin sevip saydığı, son dönemde Turizm Bakanlığı Müsteşarlığı ile özverisi ve dürüstlüğü ile ön plana çıkan Serhan Aktunç’tur… 
   Yardımsever ve sevilen kişiliğinin yanı sıra Lefkoşa’da tanınan bir isim olması Aktunç için büyük bir avantaj teşkil ediyor. Elbette UBP’ deki olası iç hesaplaşmaların neticesinde bir kısım UBP oylarının Aktunç’a kayma potansiyeli vardır. Bunun yanında YDP adayının kamuoyunda çok fazla bilinir olmaması da Aktunç için bir avantaj teşkil etmektedir… 
   Özetle; ya hükümet adayları kazanıp yola sorunsuz devam edilecek, ya da koltuk muhalefete kaptırılacak ve erken seçim tamtamları çalmaya başlayacak..
Diyeceğim o dur ki; bu seçim kişilerin seçimi gibi görünse de, aslında hükümet için bir güven oylaması olacaktır..