Çok düşündüm işin içinden bir türlü çıkamadım. Niye yazma gereği duyar insan?
Saatlerce, beynimi patlatırcasına irdeledim. Net bir sonuç elde edemedim. Çünkü aynı zamanda garip bir çelişki gibi karşımda duruyor uzun süredir yazma konusunda isteksiz oluşum…
Yazacak bir şey yok gibi, taştaş taşa seker gibi konuların, olayların üstünden sektim. Bir konuyu alıp da yazmakta bayağı isteksizdim.  Fark ettim ki bu durum aslında bir isyandı, bir tepkiydi.
Mesela en son binlerce çocuğumuzun zehirlendiği süt mevzusu vardı. Onun üstene yoğunlaşacaktım ama sonra sevgili devletimizin sevgili bakanı (ki zannedersiniz tanrının oğludur) Bülent Arınç’ın yaptığı açıklamayı dinleyince yazmaktan vazgeçtim.
Çünkü yazsam, zehir kusacağım bu insancığın üstüne, çünkü buna uygun kelime kullanmayı içimdeki kine ihanet olarak algılayacağım, çünkü bu adam bu dünyada gördüğüm en büyük (?) adam…
Yine de yazarken ikide bir durup derin iç çekiyorum. Hani kontrolümü kaybedip ağzıma geleni söylerim diye endişeleniyorum. Belki bu adam fena biridir ama ailesi bu kadar fena değildir, haksızlık etmek istemem..
Sütten zehirlenen Anadolu çocuklarına binaen yaptığı açıklamanın özeti ve küstahlığına iyice dikkat edin lütfen, ‘süt içen çocuklar alışık değildir diye zehirlenmiş olabilir’
Açıklama bu. Sizce haksız mıyım ben?
Sizce bu adam hepimize küfretmiyor mu?  Sizce bu adam nekadar layıktr Anadolu insanının kaymak tabakası olmaya?
Ben zerre kadar değer biçmiyorum Arınç’a, niye biçeyim ki, zamanında Kemalistleri eleştirirken vatandaşa tepeden bakıyorlar, önemsemiyorlar diyen kişi bu zatı muhterem değimliydi. Şimdi kendisi ne yapıyor Allah aşkına…
Kaldı ki bu kadar mı şımardı da geldiği yeri unuttu?
Ulan, Anadolu’da çocukların yiyecek bişeyi olamayınca süt içerler, yoğurt yerler, peynir yerler, bu gibi gıdalar bolcadır diye gıdadan sayan olmaz. Sen, vicdanı ve beyni çoktan göçmüş, köklerine, insanlarına ihanet eden ama bunu marifet sayan, siyaset yapayım derken yüzüne iliştirdiğin yüzlerin haddi hesabı kalmayan zat.
Kimsin sen?
Kimsin ki mevkinin cazibesine kapılıp Anadolu insanını küçümsersin..
Sonracığıma sayın başbakanın, bildik devlet ideolojisinin seksen yıllık zulmünun eseri ‘teklik’ nutukları,
Ama bu sefer bir gaflet daha var hem de aynı teklik zulmüyle. ‘tek din’.. Ağlar mısın güler misin buna?.
Kürt yaramız derine gitmiş, akar durmadan, bir mehlem olanımız yok, Kıbrıs sorunu unutulmuş ama beynin içindeki tümör gibi durmadan büyüyor. Ekonomik sorun, sosyal sorun, baskılar, evi barkı yıkılanlar..
Bu sosyal sorunların yanında mevsim değişikliğin getirdiği azizlikler, okul, örgencilik, sorunlar diz boyu..
Niye yazmak ister insan ben daha anlayamadım, siz anladınız mı? Peki yazacak çok şey varken insan niye yazmaz anlayan bana meal atsın lütfen….