Cumhurbaşkanlığından yapılan açıklamaya göre, konferansta, Çanakkale 18 Mart Üniversitesi Öğretim Üyesi Dr. Berna İleri konuşmacı olarak yer aldı. Konferanstaki konuşmasında, bu güzel projeye öncülük etmenin kendileri için gurur verici bir olay olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Tatar, bu topraklarda Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin daha ileriye taşınabilmesi için geçmişten gelen kültürün tanıtılması ve anlatılmasının önemine vurgu yaptı. Tatar, yapılan çalışmaların, bu topraklardaki Kıbrıs Türk varlığının ne kadar büyük aşamalarla bugünlere geldiğini ortaya koyduğunu ifade ederek ipek dokumacılığı hakkında da araştırma yapıp çok şeyler öğrendiğini dile getirdi. Akçay'dan başlamak üzere bu projenin diğer bölgelere de yayılması ve bu kültürün yaşatılmasının ekonomiye katkı sağlayacağını kaydeden Tatar, şunları kaydetti: “Kendi kültürüne sahip çıkacak olan kadınlarımız ve diğer girişimcilerimizle bu projenin daha da geliştirilmesi ve tanıtılması; KKTC’nin çevreci, yenilikçi ve pandemi sonrasında aranan bir ülke olmasına vesile olmaktadır. Bize yakışır bir anlayışla bütün bu güzellikleri ortaya çıkartıp ülkemizin doğasına ve özellikle ipeğin anası olan dut ağaçlarına sahip çıkmalıyız. Bir ekip olarak bunları başarabilmek, hepimizin temennisidir. Böyle güzel bir projeye öncülük etmek, gündeme getirmek, bu konularda meraklı olan insanları bu projeye çekebilmek, bizim için büyük bir mutluluktur” Tatar, “İpeğin Kıbrıs'ta Yeniden Doğuşu” projesini çok önemsediğini kaydederek, başta eşi Sibel Tatar olmak üzere projeye emek veren, katkı koyan herkese teşekkürlerini iletti. SİBEL TATAR “Dokumanın kraliçesi” olarak tanımladığı ipeğin ülkede hak ettiği değere getirilmesine yönelik hayat bulan projenin paydaşlarına teşekkür eden Sibel Tatar ise, “İpeğin Kıbrıs’ta Yeniden Doğuşu” projesi kapsamında Akçay Muhtarı Uğur Dereliköylü’nün iş birliğiyle pilot bölge olarak seçilen Akçay’da Akademisyen Dr. Berna İleri’nin eğitmenliğinde 22 kadın kursiyerin eğitimlerine dün itibarıyla başlandığını söyledi. Sanayileşme, ucuz ve hızlı üretim neticesinde tarihsel süreç içerisinde ipeğin değerinin düşerek geri planda kaldığını, lakin son zamanlarda ekolojik sebepler ve doğa dostu tüketim trendi nedeniyle değerinin yeniden artmaya başladığını dile getiren Sibel Tatar, bugün kozaların ipeğe dönüşmesi işleminin içerisindeki kelebeğe zarar vermeyen “barış ipeği” tekniğiyle gerçekleştiğini dile getirerek, projede bu yöntemin kullanılacağını vurguladı. Ülke ekonomisine, kültür ve turizmine büyük katkı yapma potansiyeli taşıyan projenin bu bağlamda da değerlendirildiğinde büyük önem taşıdığını ifade eden Sibel Tatar, üretilen kültürel ve otantik her bir ürünün pazarlanmasının ve projenin ülke çapına yayılmasının önemine vurgu yaparak, pilot köy Akçay’ın bir ipek köyüne dönüşmesini temenni etti. Mayıs ayında ipek dokumasına geçilmesinin hedeflendiğini, ürün çalışmasıyla en geç ağustos ayında ürünlerin piyasaya ulaşacağının düşünüldüğünü kaydeden Sibel Tatar, projenin Kıbrıs Türk halkının tarihinde önemli yer tutan ipek dokumacılığıyla ilgili bir enstitü kurulmasının ve AR-GE çalışmalarının ileri noktalara taşınmasının hedeflendiğine de vurgu yaptı. Sibel Tatar, projenin fikir sahiplerinden olan Dervişe Çeliker başta olmak üzere, Akçay Muhtarlığı, HAS-DER, Akademisyen Dr. Berna İleri, eğitmen Duriye Dağsever, Tarımsal Araştırma Enstitü Müdürü Cem Karaca, Tarım Bakanlığı Bakanlık Müdürü Mehmet Ercilasun, Cumhurbaşkanlığı danışmanları ve teknik komite başkanlarıyla projeye katkı sağlayan ve gelecek dönemde projenin paydaşı olacak herkese teşekkürlerini iletti.