Her gün haber bültenlerinde aynı manzara. Ülkenin dört bir yanında her gün insanlarımızı trafik kazalarında kaybediyoruz. Özellikle şehirlerarası yollarda, yetersiz aydınlatma, hatalı sollamalar, dikkatsiz sürüşler ve eksik denetimler, ölümlü kazalara davetiye çıkarıyor. Bir anlık ihmal, bir saniyelik hata, hayatların son bulmasına neden oluyor.
Ülkemizdeki trafik kazaları artık bir istatistik değil, toplumsal bir trajedi haline geldi. Binlerce kişi, eksik önlemler, denetimsiz yollar ve ihmaller yüzünden hayatını kaybediyor. Peki, bu canların hesabını kim verecek? Biri belediye diyor, karayolları diyor. Başkası devlet diyor. Gidene yazık!
Trafik kazası dendiğinde akla ilk gelen şey, bunun bir “kaza” olduğu ve önlenemez olduğu algısıdır. Ancak gerçek şu ki, bu ölümler çoğunlukla ihmallerin bir sonucudur. Eksik bakımsız yollar, yetersiz aydınlatmalar, denetimsiz otobüs ve servisler, aşırı hız, alkollü sürüş ve dikkatsizlik, bu ölümlerin başlıca nedenleridir. Eğer gerekli önlemler alınmış olsaydı, bu kayıpların çoğu yaşanmayabilirdi. Yollar yapılıyor trafik rahatlasın diyeymiş. Yahu önce var olan yolunu aydınlat , bakımını yap, denetlemelerini sıklaştır da sonra yeni yollar açarsın.
Devlet ve Belediyeler Sorumluluğunu Yerine Getiriyor mu?
Her yıl on binlerce insanı etkileyen trafik kazaları, aslında ciddi bir devlet politikası gerektiriyor. Ancak maalesef, birçok yerde yollar hâlâ standartlara uygun değil, trafik kurallarına uyulmasını sağlayacak denetimler yetersiz ve toplu taşıma araçlarının güvenliği konusunda ciddi eksiklikler var.
Özellikle kırsal kesimlerde yolların bakımsız oluşu, gece aydınlatmalarının eksikliği ve denetimsizliği kazalara davetiye çıkarıyor. Şehir içlerinde ise otobüsler ve servis araçları çoğu zaman kapasitesinin üzerinde yolcu taşıyor, bakımları gerektiği gibi yapılmıyor ve şoförlerin çalışma saatleri denetlenmiyor. Bu kadar ihmale rağmen, yetkililerden tatmin edici bir çözüm önerisi gelmiyor.
KARANLIK YOLLAR, KARANLIK GELECEK
Geceleri görüş mesafesi azalıyor, yol çizgileri net seçilemiyor ve sürücüler aniden önlerine çıkan engellere karşı hazırlıksız yakalanıyor. Bu durum, hem yaya hem de araç sürücüleri için ölümcül tehlikeler yaratıyor. Kaç kez daha yaşamamız gerekiyor bazı şeyleri ki, önlemeler alınsın.
Aynı güzergah üzerinde bir buçuk ay içerisinde iki tane yaya canından oldu hemde aynı yerde. Ders mi çıkartmak ? Hadi canım sizler asla aynı rahatlıkta hayatlarınıza devam ediyorsunuz. Hala o yol kapkaranlık. Hala o yol ve onun gibi yollar denetimsiz, güvensiz ve tehlikeli.
Her gün insanlarımızı , gençlerimizi yitirmeye devam edemeyiz. Daha güvenli yollar, daha sıkı denetimler ve bilinçli bir toplum için harekete geçmek zorundayız. Çünkü her kaybedilen insanlarımız, gençlerimiz sadece bir can değil; yarım kalan bir hayat, sönmüş bir hayal ve yas tutan bir ailedir.
ARTIK TOPLUMU VE VATANDAŞI İÇİN ÇALIŞAN BİR DEVLET OLMALI BU ÜLKENİN BAŞINDA …