Crans Montana görüşmelerinin ardından özellikle “Federal Çözüm” bekleyenlerin umudu tamamen bitti…
Şu sıralar gayrı resmi Cenevre görüşmeleri yapılsa da ve kişisel temsilci yeniden atansa da geçmiş geleceğin aynası olmaya devam edecek…
Çünkü Kıbrıs’ta bir çözüm olmasını en başta Güney komşumuz istemiyor…
Sırtını AB’ye dayayıp ve her türlü nimetten faydalanarak “Avrupa Birliği’nin şımarık çocuğu” olma rolünü fazlasıyla benimsemiş durumdalar…
Zaten Cenevre görüşmelerinde de gündeme gelen ve her iki halkın da en büyük talebi olan “yeni kapı açılma” konusu, Güney yönetimi tarafından “Geçiş koridoru” talebi ile çıkmaza sürüklenmiş durumda…
Diğer yandan KKTC ekonomisini baltalayan girişimler ve KKTC üzerinde kurulmaya çalışılan gerek siyasi gerekse de sosyo politik baskılar Güney Kıbrıs’ın asıl niyetini gözler önüne seriyor…
Bazıları bunu her ne kadar görmek istemese de “GERÇEK” budur…
Bundan 5 sene sonra da “Yeni kişisel temsilci atanıyor” haberlerini bizler yapmaya, sizler de okumaya devam edeceksiniz…
“Yeni kapı açılma” konusu da yine gündemdeki yerini korumaya devam edecek…
Kısacası bugünden bir adım daha ilerde olmayacağımız gibi sürecin daha da gerilemesi için Güney Komşumuz politikalar üretmeye devam edecek…
Bu zihniyet ile de masa başında aklıselim konuşmak ve girişimler yapmak hep sonuçsuz kalacak…
Tarihler 8 Ekim 2020’yi gösterdiğinde tellerle çevrili Kapalı Maraş’ın kamuya açık alanları ve sahili halkın kullanımına yeniden açıldı…
Dünya basınında büyük yankı bulan bu gelişme ve girişimle birlikte Kapalı Maraş büyük ilgi gördü…
Savaşın izlerini duvarlarında taşıyan Kapalı Maraş, ilk başta yoğun turist çekti…
Ancak her geçen yıl ziyaretçi sayısı azalıyor…
Maraş’taki kısmi açılıma baktığımızda orada da “Mülkiyet” sorunu ile karşı karşıya olduğumuz aşikârdır…
Peki…
Kapalı Maraş’taki mülklerin KKTC’de bulunan diğer eşdeğer koçanlı arsalardan ne farkı vardır?
Hafta sonunda, “Kapalı Maraş açılmalıdır” tezini ortaya koyan Gazeteci Hasan Hastürer ile bir etkinlikte bir araya geldik ve tabi ki sohbetimizin ana konusu da buydu…
Hasan beyin söylediğine göre bir yerlerde “Kapalı Maraş’ın açılması” konuşuluyor…
Ve kendisi de kesinlikle Kapalı Maraş’ın açılmasını gerektiğini söylüyor…
“Neden bizim askerimiz Maraş’ta Rumların mallarını beklesin ki?” diye de ekliyor…
Ekonomiye daha fazla geç kalınmadan kazandırılması gereken bir bölge olduğunu da söylüyor…
Ve bizim politikacılarımızın Kapalı Maraş konusunda “lololo” yapmayı bırakıp somut adımlar atması gerektiğini de vurguluyor…
Tabi sohbetimizde merhum Denktaş’ı da sıkça andık…
Merhum Denktaş’ın aslında ne yapmamız gerektiğini yıllar önce söylediğini de hatırlattı Hastürer…
Kapalı Maraş artık tamamen açılmalıdır…