CANLI AKTARIM- Pelin Yükselay
Meclis’te Onuncu Dönem, Üçüncü Yasama Yılı’nın ilk birleşimi bugün gerçekleştiriliyor. Cumhuriyetçi Türk Partisi Genel Başkanı Milletvekili Tufan Erhürman yeni yasama yılı açılışında yaptığı konuşmada hükümete ateş püskürdü.
Erhürman'ın konuşmasından öne çıkan başlıklar şöyle:
-Törensel bir açılış konuşması yapmak isterdim ancak ülke şartları hiç de buna uygun değil.
-Ülke sıkıntılı ve karanlık bir dönemden geçiyor. Halk kendini huzurlu hissetmiyor, güven içerisinde hissetmiyor. Geleceğe güvenle bakamıyor.
-Alım gücü her gün düşüyor. İnsanlarımız evine ekmek götüremiyor.
-Ülkede en hareketli sektör inşaat. Ancak alıcılar da aracılar da Kıbrıslı Türkler değil. Her şekilde ülkemizde yok olma süreci başladı.
-Geçtiğimiz günlerde 'ülkeye katkı yaptığı' gerekçesiyle bir kişiye vatandaşlık verildi. Resmi Gazete'de 'zorunlu olarak vatandaş yapıldı' dediniz. Neden çünkü kişi ülkede şirket kurdu. Bütün iş dünyası gözünü açsın bu ülkede şirket kurduysanız ya da hissedarıysanız vatandaş olmanız 'zorunludur'. Çok hızlı bir yabancılaşma süreci içerisine girdik. Bizim ülkemizin sermaye sahipleri bunlarla mücadele edemez. Yoksullaşma bizim ülkemizde şu an tek başına değil. Yoksullaşmanın yanına yoklaşma eklediniz ve bunu geriye döndürmek çok zor.
-Yıllarca kalkınma planı dedik. Son günlerde bir baktık kalkınma planı çıktı ortaya. Hepiniz biliyorsunuz uzun vadeli kalkınma planı hükümet programı değildir. Bu Meclis'ten geçer. Bu Meclis'in de değil, halkındır. Peki ne yapılıyor bu kalkınma planı için? Kimsenin bundan haberi yok. Siz bunun samimi olmasını bekliyorsunuz. Bizle tek bir istişare dahi yapmadınız.
-Derdiniz iş yapmak değil, derdiniz şov yapmak. Bu memleketin geleceği için tutunduğumuz son noktaları umut olmaktan çıkarıp maskaralığa çevirmek hakkınız değil. Plandan başka çaremiz yok ama işe yaramaz bir kalkınma planı atmayın önümüze. ana muhalefet partisi buna izin vermez. Bu ülkenin geleceğidir.
-Üretici bu ülkede üretimden kopuyor. 'Üreterek yok oluyoruz' diyorlar. Girdi maliyetleri ile baş edemiyorlar. İster çiftçi, ister sanayici olun. Kimse bununla baş edemiyor. Bir girdi maliyetinden bahsedeyim size. Elektrik. Şu anda KIB-TEK'in elindeki santrallerin ciddi bir kısmı verimsiz çalışıyor. Bakım onarım yapılmadı diyorsunuz. 4-5 senedir hükümettesiniz. Ben mi yapmadım bakımı? Siz yapmadınız. Sizsiniz bu kurumun başında.
-Bunun yanında bir de istihdam skandalı var. Sizin personeliniz 'yaptık gene yapacağız' diyor. Bunlar nasıl kabul edilebilir? Temiz elleri devreye sokun.
-Ülkede bir de ilaç yolsuzluğu var. Sonuna kadar gidilsin. Her kim sorumluysa ortaya çıksın.
-Başbakan konuşmasında 'istikrar' dedi. İstikrar kelimesi kelime olalı böyle bir zulüm görmedi. Başa geldiğiniz günden beridir değişmediğiniz birim, isim kalmadı. Kurumsal hafızanın zerresi kalmadı ülkede. Hala istikrar diyorsunuz. Bardon. Kelimeye ettiğiniz zulümden vazgeçin.
-Reform diyorsunuz. Esas reform, teknik dairelerde üçlü kararnamelerle atamaları durdurmaktır, sınavsız münhalsiz istihdamları kaldırmaktır.
-Federasyon olgusunu da aldınız. Ne kaldı bu halkın elinde? Bir yargıyı bıraktınız. Herkes işini gücünü bıraktı yargıyı korumaya çalışıyor. İfade özgürlüğünü kormaya çalışıyor. Bir de çocuklarına tutundu bu halk.
-Siz de bunların farkındasınız. Farkındasınız diye yaptıklarınız ortaya çıkıyor. Sözleşme ile bazı davalarda yargıyı devre dışında bırakmaya çalışıyorsunuz. İkide birde Adalet Bakanlığı fikrini ortaya atıyorsunuz.
-Siz bu kürsünden 'gelin Anayasayı beraber ihlal edelim' dediniz. Bunu bile yaptınız.
-Her kesimi itibarsızlaştırmak için uğraş veriyorsunuz. Kurumları batırmaya çalışıyorsunuz. DAÜ'de uyardık sizi. TL'den borçlansınlar dedik. Şimdi DAÜ'de yaşananlar ve boyutları ortada.
-Çocuklarına tutunmaya çalışıyor ya bu ülke, bir eğitim sistemi, evlere şenlik. 4 Yıldır bu görevdesiniz, deprem Şubat'ta oldu. O günden beridir çalışmalar, nihayet ihaleye çıkılıp çalışmalar başlayacak ama çocuklar okula başladı. Çocukların kimisi özel okulda ve fırsat eşitsizliği gırla.
-Çocuklara ders kitabı yazdınız ve ders kitabında çocuklara iki resim koyuyorsunuz. Bir resimin altında Güney Kıbıs geleneksel kıyafeti yazıyor o birinin altında Kuzey Kıbrıs Geleneksel kıyafeti yazıyor. Bu ülkede böyle bir ayrım mı var? Biz 1974'ten önce benim ailem Baf'ta yaşardı. Böyle bir ayırım nasıl olur? Hangi kafadır, hangi bilgidir bu? Cehalet dediğimde kızıyorsunuz ama bu cehaletin daniskasıdır. Bunu söyleme sebebim bilgimdir, ideolijilerim değil.
-Bu kitapların okutulmaması gerekir. Sizin çocuklarımıza verdiğiniz değer budur.
-Çocuklarımızın, gençlerimizin gelecek planları içerisinde bu ülkede kalmamak var. Siz farkında mısınız? Hikaye değil bunlar, sokağın sesi.
-Bu ülkede utanılacak ne varsa yapıp da insanları bunun önüne marifetmiş gibi sunmayın.