Ne erken seçim, ne yeni oluşum… Bunların her ikisi de bu ülke demokrasisi için birer “kan emici” olmaktan öteye gidemedi…

Aslında hep yapılacak tek bir şey vardı, o da zaman geçirmeksizin “geniş tabanlı bir hükümet” kurmak… Ancak bu hiçbir zaman olamadı…

Ne mi olacaktı veya olacak bu “geniş tabanlı hükümet” ile!...

Bir an önce Anayasal değişikliğe gidilecek, baraj sisteminden, dar bölgeliliğe kadar herşey değiştirilecek, günün koşullarına uygun sistem bir an önce anayasal düzenlemelerle değiştirilip, referanduma hazır hale getirilecek… Bu yapılırken de toplumun tüm kesimleriyle danışılacak…

İşte geniş tabanlı hükümetin yapacağı ilk çalışmalar bunlarla başlayacak… Demokrasiyi bir avuç oy simsarının elinden kurtaracak ve de “mevcut kurallarından arındırarak, dar bölgelerle,  “dar alandaki kısa paslaşmaları” ortadan kaldıracak… 

Ortak hedef bu olacak ve “Başkanlık Sistemi” için hep birlikte kollar sıvanacak…

Yoksa erken bir genel seçim bize ne acı ki “kabus paradoksu” yaşatmaktan başka bir şey getirmeyecek…

Bunları yapmadan ortaya çıkacak yeni bir oluşumsa, maalesef siyasette yer almak isteyen, temiz bir sayfa açmak isteyen genç, heyecanlı, donanımlı ve de idealist insanları, bozuk siyaset makinesinde bir anda “kıymaya” dönüştürecek…

Şu anki ortamda yapılacak göstermelik değişiklikler, makyajlar bu nedenle de bize asla gerçek demokrasiyi, temiz siyaseti, temiz toplumu getirmeyecek…

Şimdi esas soru, belki de gelecek seçimde tümden kaybetmek pahasına bile olsa mevcut milletvekilleri, kendilerini feda edebilecek mi?...

Belki bir daha seçilmemek uğruna, “oyunun kurallarını” değiştirip, alışık olmadıkları “yeni kurallara” onay verecek mi?...

Kaçı gerçek vatansever olduğunu göstermek için öne çıkabilecek cesarete sahip?...

Kaçı gerçek demokrasi için kendini bile feda edebilecek inançta?

Ya da kaçı bu değişim için halkın gözünde yeni kahramanlar olarak ortaya çıkabilecek?...

Buyurun ve dilediğiniz soruya, dilediğiniz yanıtı verin ey vekiller…

Bakın önünüzde daha çok uzun bir tatil var…

Alın çocuklarınızı veya torunlarınızı karşınıza ve bakın gözlerinin en derinliklerine, gözlerinizi hiç kırpmadan ve de kaçırmadan… Ve de sorun aynı anda vicdanınıza, “Ben hem kendi evladım için ve de bu ülkedeki  tüm evlatlar için en iyisini mi yapıyorum”  diye… Eğer buna vereceğiniz cevap sizi rahatsız etmemişse, şezlongunuza iyice yaslanın ve de keyfini çıkarın birer “demokrasi kahramanı” olarak tatilinizin…

Böylesi bir rahatsızlığınız olmuyorsa, size daha ne demeli ey “demokrasi kahramanları”…

Tümünüzün Allah… sıhhatle ve de afiyetle iyiliğini versin… İyi tatiller….