Gizem Özgeç yazdı...
Gazetecilik hayatım boyunca birçok insanla konuştum, röportaj yaptım… Ama Hayriye Cengiz Gökeri ile tanışmak bambaşka bir deneyimdi. Onunla aynı odada otururken, zaman duruyor gibiydi...Gözleri, sesi, gülümsemesi, göz yaşı, her şey yaşanmış bir hayatın ağırlığını ve güzelliğini taşıyordu.
Hayriye Hanım, sadece Şehit Milletvekilimiz Cengiz Ratip’in eşi değildi. O, bir dönemin, bir mücadelenin, bir ülkenin belleğini içinde taşıyan bir simgeydi. Cengiz Ratip’in genç yaşta şehit oluşu, sadece bir ailenin değil, tüm toplumun kaybıydı. Cesareti ve halkına olan bağlılığı geride derin bir boşluk bıraktı. Hayriye Hanım, bu boşluğu taşıyan ama asla hayata küsmeyen, aksine her anı kucaklayan bir kadındı.
Röportaj yaparken onunla oturmak, bana insan dayanıklılığının ve sevginin sınırlarını gösterdi. Hafızası hâlâ taptaze, anlatışı büyüleyiciydi… Cengiz Ratip’in mücadelesini, kaybın acısını ve hayatın küçük mutluluklarını öyle canlı aktarıyordu ki, kelimeler gözlerinizin önünde canlanıyordu. Bazen sesi titriyordu, bazen gülümsemesi yüreğime yayılıyordu. Her kelimesi, gazeteciliğin sadece haber aktarmak olmadığını, insan hikâyelerini doğru hislerle taşımak olduğunu bana bir kez daha hatırlattı.
Onunla röportaj yapmak sadece bir meslek deneyimi değildi...Ruhuma işlenen bir dersti. Hayatın kırılganlığını, sevginin gücünü ve kaybın acısını birlikte hissettim. Acının en büyüğü, insanın değer verdiği insanları kaybetmesiydi… Ama Hayriye Hanım, kaybın ağırlığını taşıyıp yaşamayı seçmişti. Gözyaşlarını yastığa döküp, gündüz kimseye belli etmeden gülümsemeyi biliyordu.
Hayriye Hanım’ın acı haberini aldığımda yurt dışındaydım ve cenazesine katılamadım. Tüm kalbimle orada olmayı, onun yanında sessizce veda etmeyi isterdim.
Şimdi Hayriye Cengiz Gökeri aramızda değil. Ama sesi, anlatışı, gülüşü hâlâ kulaklarımda ve gözlerimde yankılanıyor. Onun hikâyesi, eşinin mücadelesiyle birleşerek bir dönemin ve bir ülkenin belleğine kazındı. Onu tanımış olmak, gazetecilik hayatımın en kıymetli hediyelerinden biri oldu... Her kelimesi, her gülüşü ruhuma işlemiş, bana insan olmanın derinliğini öğretmişti. Ve şimdi, tüm bu izlerle, Hayriye Hanım’ı bir kez daha saygıyla, sevgiyle ve minnetle anıyorum.