Karakuş Öz yazdı...

Bir çocuğun, henüz 14 yaşında “taciz suçu” işlemesi, yalnızca bireysel bir sapma değil; toplumun en karanlık aynasıdır. Çünkü bu yaşta biri böyle bir suçu öğrenmişse, onu ya bizzat yaşamış, ya görmüş, ya da çevresinden normal bir şeymiş gibi öğrenmiştir.

Taciz, öğrenilen bir davranıştır. Bir çocuk bu yaşta böyle bir adım atıyorsa, aslında o çocuğun hayatına çok daha önce şiddet, cinsel istismar, saygısızlık ve değersizlik girmiş demektir. Yani mesele sadece “suç” değil, aynı zamanda “köken”dir. O kök, çoğu zaman sevgisizlik, aile içi sorunlar, eğitimsizlik, internet ve medya üzerinden yanlış içeriklerle beslenir.

Bu noktada iki büyük tehlike var:

1-Suçu görmezden gelmek  “Daha çocuk, büyüyünce düzelir” demek, başka hayatların kararmasına izin vermektir.

2-Sadece cezalandırmak ise , cezayı verip çocuğu sokağa geri salmak, hiçbir sorunu çözmez.

Çözüm, hem mağduru hem faili koruyacak, fakat aynı zamanda failin rehabilitasyonunu sağlayacak bir sistemde yatıyor. Bu çocukların geçmişini, psikolojisini, aile yapısını anlamadan sadece “etiket” yapıştırmak, toplumsal sorumluluktan kaçmaktır.

Unutmayalım, bu suçu işleyen 14 yaşındaki de bir çocuktur; ama onun eylemi başka bir çocuğun hayatını karartabilir. Bu yüzden önleme çalışmaları, aile eğitimi, bilinçlendirme kampanyaları ve doğru cinsel eğitim hayati önem taşır. Tabi bunlar bu ülkede ne mümkün.

Yazımın başında da söylediğim gibi, henüz 14 yaşında… Daha çocuk denecek yaşta… Ama yaptığı şey, başka bir çocuğun hayatını karartmak. Bu noktada “çocuk” kelimesi masumiyetini kaybediyor, çünkü ortada geri dönüşü olmayan bir yara var. Kimse bana “O daha küçük, ne yaptığını bilmiyor” masalını anlatmasın. O yaşta biri, tacizin ne demek olduğunu bilmiyorsa bile, birine dokunmanın, rahatsız etmenin yanlış olduğunu bilir. Bilmiyorsa, bu cehalet değil, toplumsal ihanetin sonucudur. Çünkü ona bu sınırları öğretmeyen, izlediği diziden, sosyal medyadaki sapık videoya kadar her şeyi önüne koyan bir toplum var.

Bu ülkede 14 yaşındaki bir çocuk böyle bir suçu işliyorsa, o çocuğun ailesi, okulu, mahallesi, medyası, devleti çoktan sınıfta kalmış demektir. Yalnızca cezayla değil, kökünden sökecek bir eğitim ve denetim mekanizmasıyla çözülür bu iş. Yoksa her susuşumuz, başka çocukların hayatına mezar kazmaktır.

Bir toplumun gerçek gücü, en savunmasızlarını koruma becerisinde yatar. Eğer 14 yaşında biri bu suçu işliyorsa, bu sadece onun değil, hepimizin suçudur.