Konuk yazar Karakuş yazdı...

Güzel bir atılım ve başarı öyküsü. Yerli üretimin Avrupa’ya açılımı gerçekten gurur verici bir olay.  Şirketin başarılarının devamını dileriz ve bunu tüm samimiyetimizle söylüyoruz. Üretken şirketlerin hala olabilmesi de ayrıca umut verici oluyor. Bu yazı da  başarılı şirketimizi tenzih ediyorum. 


Buraya kadar her şey tamam…

Peki…

*Ülkenin vatandaşı hellim alamıyor onu  ne yapacağız?

*Hellim'in 1 KG'mı 230₺ hangi bütçeye uygun acaba?

*Hellim'in, mutfakların temel gıdası olarak alınamayacak hale getirilmesi utanç verici değil midir?

*Verilen sadaka maaşlar karşısında bir çok şeyi alamayacak hale gelen halkın hellimi de mutfağına alamıyor olması, siz yönetiyorum diyenlerin ne kadar umurların da acaba? 

*Market reyonlarında her firmanın farklı fiyat ile ürünü'nün satılmasının denetimi neden yapılmıyor ?

*Her marketin kendine göre fiyat belirleyip vatandaşı soymasına neden bu kadar müsamaha ediliyor? 

Sadece konumuz hellim değil tabi ki. Bir çok şeyin artık alınamayacak duruma getirilmesi Hellim ile birlikte tüm sütgillere de anormal zamlar yapılarak ne peynirin,  ne Helli'min,  ne de sütün tadı kalmadı. Meyve sularını soracak olursanız onlar ayrı bir dert. Bir meyve suyu 40₺ olur mu ? Çocukların en çok tükettiği bir elzem ürünün hem de yerli üretim olmasına rağmen bu kadar pahalıya satılması bir ülkenin refahının geleceğini halkını düşünen siz devlet yöneticilerini rahatsız etmiyor mu? 

Kimsenin sizler kadar gücü yok, evlatlarına tek tek bunları ayrı ayrı alsın. Kimsenin sizler kadar parası yok, evine hellim, peynir, süt alsın. Kimsenin sizler kadar haksız kazançları yoktur ki yediği önünde yemediği arkasında  olsun. Bu halkın, bu emekçilerin sizler kadar soygunculukta ustalıkları yoktur ki  bankalarda hesaplarını kabartsınlar ve gamsız olsunlar. Kimsenin sizler kadar haksız devasa boş yere alınan maaşları yok her istediklerini yapabilsinler. 

Bir zamanlar bu emekçilerde, bu halk da yetmese bile en azından mutfağını karşılıyordu. Evlat okutup bir yandan da ev tamir edip, öbür yandan da bir şekilde yaşıyordu.Tatilini de yapıp, istediğini de alabiliyordu. Bir zamanlar KKTC  işte...  Şimdi ise ayın 20'si herkes bom boş. Su ve elektrik faturaları korkulu rüyaları oldu vatandaşın. 

Çocuk ayakkabı mı istiyor? Ertele babam ertele. Çünkü su faturası yatıracağız. Eve bir masraf mı yapılacak beklet çünkü elektrik belini büktü. Tatile mi gidilecek?  Ekmeği eve zor götürüyor millet. Özel okulda okumasın çocuk devlete verelim, onun da özelden farkı kalmadı ne yazık ki.. Yani anlayacağınız bu ülke her gün daha çok fakirleşmeye , halk ise çürümeye itiliyor. Ama sorsanız “HER ŞEY HALKIMIZ İÇİN”. 

Öte yandan meyhanelere gitmeyin de yardım yapın çağrısı tam bir efsane. Düşünün ya meclisten halka bu şekilde çağrı  yapılıyor. Gidilmesin meyhane'ye kabul. Sen maaşının ne kadarını ayıracaksın yiğidim, aslanım bu yardıma? Meyhanelere giden biri değilim ama duyduğum kadarı ile kapıdan girildiği an 2 kişi 2000 ₺ gözden çıkartmıştır. Yani anlayacağınız ülkede meyhaneye de artık gidilmez oldu dert etmeyin o yüzden..

*Ülke tarihi geçmiş ilaçların imhası için yardım bekleniyor. 

*Ülke ilaç için yardım bekliyor…

*Ülke okul için yardım bekliyor…

*Ülke sağlık için yardım bekliyor…

*Ülke yol ve aydınlatma için yardım bekliyor…

*Ülke de topraklar peyderpey satılıyor…

*Ülke de uyuşturucu ekmekten fazla satılıyor…

*Ülke de küçükten büyüğe herkes te silah ehliyeti var…

*Ülke de yönetimin elinin vatandaşın cebine koyup çıkartamaması var…

YANİ ONLARA GÖRE GÜLLÜK GÜLİSTANLIK…

Öte yandan yapımı hızlıca devam eden KÜLLİYE. Bitmiş ve bolca turist beklenen yeni HAVA LİMANI. Daha öbür yandan ne yaptıkları hep merak konusu olan DIŞ TEMSİLCİLİKLERİ akan para. Bakıyorsun  bir gün Ankara, İstanbul , Konya il il, adım adım Türkiye gezmeleri. Eee tüm bunlar için halktan zamanında yardım almadınız mı? Tüm bu kadar hunharca harcamayı emekçinin sırtından yapmadınız mı? 

VELEV Kİ YAPAMADINIZ…

O zaman bu kadar gereksiz harcama için kimlerden yardım almışsanız onlardan tekrardan talep ediniz.  Madem ki bu kadar sözden çıkmıyorsunuz Anne harçlık vermediğinde babadan isteyeceksin. Sokaktaki vatandaştan değil. 

Zora koşmak, alım gücünü sıfırlamak gemisini kurtaran kaptan bahanesi  ile gelinmedi mi bu günlere kadar. Benim çatım olsun, benim masam donatılsın, bizim oğlan yurt dışında okusun , bizim banka hesapları kabarsın Hanım diye diye gelinmedi mi bu günlere. 


ŞİMDİ O HELLİMİN AVRUPANIN EN ÇOK ARANAN ÜRÜNÜ OLSA NE YAZAR.

SENİN EMEKÇİN…

SENİN VATANDAŞIN…

SENİN HALKIN…

SENİN ÇOCUĞUN…

YİYEMEDİKTEN SONRA…

KARAKUŞ