Karakuş Öz yazdı...
Her gün bir ölüm haberi. Yolda, iş yerinde, okulda, hastanede, serviste, sokakta…
Ve yetkililer ne yapıyor? Kamera takıyor.
Sanki izlemek çözüm. Sanki olanları sadece görmekle yetinmek, bir şey yapmak demek.
İnsanlar göz göre göre ölüyor.
Servis devriliyor, kamera var.
Trafikte biri eziliyor, kamera çekmiş.
İnşaatta işçi düşüyor, kamera kayıtta.
Kadın katlediliyor, kamera net görüntü vermiş.
Ve sonra ne oluyor?
Hiç.
O görüntülerle sadece haber yapılıyor.
O görüntülerle sadece arşiv doluyor.
Ama sistem, hâlâ ölüm üretiyor.
Kamera çözüm değil, tanık.
Ama biz çözüm aramıyoruz, sadece izliyoruz.
Çünkü izlemek kolay.
Önlem almak maliyetli.
Denetim zahmetli.
Sorumluluk almak cesaret ister.
Bir ülkenin gelişmişliğini yolları, kameraları ya da ekran çözünürlüğü değil, insan hayatına verdiği değer belirler.
Ama bizde ölümler rutin, önlemler göstermelik.
Her yeni faciada kameraları güncelliyoruz ama güvenliği değil.
Seyretmekle yetinip seyirci kalıyoruz.
Şimdi düşün:
Bugün ölen kişi senin kardeşin, annen, çocuğun olsaydı…
Kamera yeterli gelir miydi?
Artık izlemeyin. Artık izlemeyelim.
Koruyun. Denetleyin. Değiştirin.
Çünkü her ölüm bir kameraya değil, bir vicdana kaydediliyor.
Ve bazı kayıtlar asla silinmiyor
Bir ülkenin gelişmişliğini yolları, kameraları ya da ekran çözünürlüğü değil, insan hayatına verdiği değer belirler.
Ama bizde ölümler rutin, önlemler göstermelik.
Her yeni faciada kameraları güncelliyoruz ama güvenliği değil.
Seyretmekle yetinip seyirci kalıyoruz.
Her gün biri ölüyor! Ve siz ne yapıyorsunuz?
KAMERA TAKIYORSUNUZ!
Tepki gösteren halka “önlem alıyoruz” diyorsunuz, sonra bir direğe bir kamera daha konduruyorsunuz. Siz neyi izliyorsunuz? Ölümleri mi? Yoksa sorumluluğunuzdan kaçtığınızı mı?
Bir işçi düşüyor – kamera çekmiş.
Bir çocuk eziliyor – kamera varmış.
Bir kadın katlediliyor – net görüntüler alınmış! Peki ya SONRA?
Kimin istifasını gördük?
Hangi ihmalkâr yargılandı?
Hangi sistem değişti? Siz ölüm seyrediyorsunuz. Ama biz hayat kaybediyoruz!
Bu ülke artık bir reality show gibi.
Fakat tek fark şu: Gerçekten Ölüyoruz.
Ve siz hâlâ “kameraya çekildiği için sevinen” bir yönetimsiniz.
İnsan hayatı bu kadar ucuzsa, kameranızı alın gidin!
Çünkü bu halk artık izlenmek değil, yaşamak istiyor!
Bir Kamera Daha Taktılar… Ama O Artık Yok. Her gün biri eksiliyor bu ülkede.
Bir sabah servise binen çocuk dönmüyor.
Ekmek parası için inşaata çıkan baba, akşam sofrasına dönemiyor.
Yürüyüşe çıkan bir kadın, evine sağ salim ulaşamıyor.
Ve sonra?
Yetkililer geliyor.
“Görüntüler inceleniyor” diyorlar.
Yeni bir kamera takıyorlar.
Sanki kamera, kaybı geri getirecekmiş gibi.
Sanki kamera, ihmali telafi edecekmiş gibi.
Oysa bir annenin feryadı kayıtta değil.
Bir çocuğun “baba” diye ağlaması duyulmuyor. O evde artık hep bir sandalye boş, hep bir oda sessiz.Demek ki kamera çözüm değil. O sadece belge bırakıyor.Ama biz belge değil, engel istiyoruz.
Şimdi düşün:
Bugün ölen kişi senin kardeşin, annen, çocuğun olsaydı…
Kamera yeterli gelir miydi?