Karakuş ÖZ Yazdı...

Ülkemizde vatandaşlar her yeni güne yeni bir zamla uyanmaya alıştı artık. Bu zamların en dikkat çekeni ve halkın en doğrudan hissettiği ise akaryakıt zamları. Akaryakıt fiyatlarına yapılan her artış, sadece istasyondaki pompa fiyatına değil, hayatın her alanına yansıyor. Ve ne zaman hükümetin mali dengesi bozulsa, çözüm yine aynı: “Zam yap, açık kapat.” Eee ama öyle hiç alınmayın.

Son yıllarda KKTC’de adeta bir refleks haline gelen uygulama, ekonomik sorunlara çözüm üretmek yerine günü kurtarma yaklaşımının bir sonucu. Bütçede bir açık mı var? Vergi gelirleri mi yetersiz kaldı? Sosyal güvenlik sisteminde kaynak mı tükendi? Cevap hep aynı: Akaryakıta zam yap!

Bu yaklaşım, kısa vadeli bir rahatlama sağlayabilir. Devlet, akaryakıt üzerinden topladığı  KDV ile kasaya hızlı para girişini sağlarken, halkın omzuna biraz daha yük bindirmiş olur. Ama bu sürdürülebilir bir çözüm değildir. Aksine, bu bir ekonomik kısır döngüdür. Akaryakıt zamları hükümetler için cazip bir gelir kalemidir çünkü, tüketimi esnek değildir: İnsanlar arabalarını kullanmak zorundadır. Üretim, ulaşım, nakliye sistemleri akaryakıta bağımlıdır.

Vergisi kolay tahsil edilir: Fiyatın içine gömülü olan vergiler doğrudan tahsil edilir, kayıt dışı kaçak oranı düşüktür. Topluma yaygın etkisi vardır: Zamların geniş kitlelere yayılmasıyla kamuoyuna “gerekiyordu” imajı daha kolay verilir.Ancak bu, aynı zamanda halkın en kolay ve en ağır şekilde cezalandırıldığı alanlardan biridir.

Bu uyguladığınız  politika ne getiriyor, ne götürüyor? Kısa vadeli bütçe rahatlaması. Vergi gelirlerinde artış. Dış finansman olmadan iç kaynak yaratımı. Bunlar getiriler bir de götürleri var. Enflasyonun artması. Temel tüketim mallarının pahalanması. Ulaşım maliyetlerinin yükselmesi. Dar gelirli kesimin daha da ezilmesi. Reel sektörün üretim maliyetlerinin artması. Her zam, halktan alınan bir başka “vergi” anlamına gelir. Ve bu yük, doğrudan halkın cebine uzanan bir eldir.

Ne yazık ki, kamu maliyesinde yapısal reformlar yerine günü kurtarma politikaları tercih ediliyor. Kamuda israf devam ederken, verimsiz harcamalar sürerken, liyakat yerine siyasal sadakatin esas alındığı kadrolamalar yapılırken fatura hep halka kesiliyor. Hiç ağrınıza girmesin sayın yetkiler olan halka oluyor.

Yama ile yol olmaz.  KKTC’nin mali yapısı her sarsıldığında akaryakıt fiyatlarının hedef alınması, bir süreliğine sistemi ayakta tutabilir. Ama bu bir çatıya yamayla çözüm üretmeye benzer. Her yağmurda yeni bir sızıntı çıkar, her sızıntıda yeni bir yama gerekir. Bir ülkenin ekonomik yükünü sadece zamlara ve vergiye dayalı bir modelle yönetmek, sürdürülebilir değil, tükenişin habercisidir.

HALK BİTTİ ZAMLAR BİTMEDİ…