Karakuş Öz yazdı...

Asgari ücret tartışmaları ülkenin her köşesinde alev alev yanıyor ama ortada ne bir yangın söndüren var ne de o ateşi çıkaranlara hesap soran. Her yılın belli dönemlerinde başlayan “asgari ücret ne olacak?” tiyatrosu, yine aynı senaryoyla sahneleniyor. Oyuncular değişse de, perde hiç kapanmıyor. Fakat bu defa herkesin içinden geçen tek bir cümle var: Bu asgari ücretten sonuç çıkmaz, hemen.

Çünkü bu bir ücret değil, bir hayatta kalma savaşı. Kâğıt Üstünde Artış, Gerçekte Eksiye Gidiş. Asgari ücrete yapılan her zam, market raflarında anında buhar oluyor. Daha zam haberleri duyulmadan ekmek 2 lira, süt 3 lira artıyor. “İyileştirme” dedikleri şey, aslında sadece yarayı biraz daha bantlamak. Altı delik kovaya su döküp “bak doldurduk” diyen bir sistemden söz ediyoruz.

Çünkü mesele sadece rakam değil. Mesele, o rakamın bir ay boyunca yaşama yetip yetmemesi.

Geçim Hesabı, Vicdanla Yapılır

4 kişilik bir ailenin açlık sınırı bile asgari ücreti çoktan geçmiş durumda. Kiralar ortada, faturalar can yakıyor, mutfak alışverişi başlı başına kriz. Peki bu koşullarda bir insan nasıl yaşayabilir? Sadece hayatta kalmaya çalışan milyonlarca insanın sorusudur bu.

Cevap basit: Yaşayamıyor.

Sabahın köründe kalkıp 12 saat çalışan biri, ay sonunda kirasını ödeyip çocuğuna süt alamıyorsa, bu sistem işlemez. Ne ekonomi büyümüş, ne enflasyon düşmüş, ne refah tabana yayılmış sayılır. Halkın cebine bakılmadan yapılan hiçbir açıklama gerçeği yansıtmaz.

İşveren de İşçi de Çıkmazda

Asgari ücret yalnızca işçiyi değil, küçük esnafı, işletmeyi de eziyor. Ne işveren rahat, ne çalışan huzurlu. Herkes bir başka yangının içinde ama herkes yalnız. Çünkü çözüm, toplu bir düzenlemede değil, günü kurtaran pansumanlarda aranıyor.

Sonuç: Umut Yoksa Gelecek de Yok

Bu asgari ücretten sonuç çıkmaz çünkü:

*Enflasyon durmazken zamlar anlamını yitiriyor.

*Denetimsizlik, fırsatçılığı körüklüyor.

*İnsanlar artık yaşamak değil, yaşamaya çalışmak derdinde.

Çözüm ne mi?

Sadece asgari ücrete zam yapmak değil.

Adaletli bir sistem kurmak.

Emek sömürüsünü bitirmek.

Geçim derdini, temel insan hakkı olarak görmek. Aksi takdirde, bu asgari ücretten ne umut çıkar, ne gelecek.

Yalnızca daha çok borç, daha çok yoksulluk ve sonunda da sessiz bir çığlık:

“Yetti artık!”