KURUNUN YANINDA YAŞI DA YAKMAYALIM

İŞİNİ LAYIĞI İLE YAPAN 

DOKTOR VE ECZACILARIMIZ VAR 

HELAL OLSUN DÜRÜST OLUP  

BUNA GÖZ YUMMAYANLARA…

Bu yazı tamamen kırılarak ve üzülerek yazılan bir yazıdır. Suçlamak, hüküm vermek, karalamak bizim işimiz değil.
Öncelikle kurunun  yanında yaşı da yakmayalım. İşini layığı ile yapan hala onca doktorumuz ve eczacımız vardır. Bizim suçlama ve hüküm verme hakkımız elbette ki yok. Şu an öfkeli bir halk var ve TUTUKLANMA geçen her olayı olmuş bitmiş diye kabul ediyoruz. Bir yerde halk HAKLI, ama unutmayalım ki çürüklerin içinden suçsuz olanlar  ile yarın yüz yüze bakacağız. Suçsuz olan herkes aklanacaktır. Temennimiz de bunun çok fazla olmasıdır. 

BU MADALYONUN BİRİNCİ YÜZÜ…

Öte yandan , işini suistimal edenler ise yargı önünde hesabını tabi ki verecektir. Suçlu bulunup hüküm giydikleri zaman onlara bir kaç sorumuz olacaktır. Evet ortada işlenen büyük bir SUÇ olduğu artık gözle görülebiliyor ve hatta elle tutulabiliyor. Şimdi suçu sabit görülüp hüküm giyecek olanlar için halkın düşünceleri ne olacak? 
Soruyoruz halk artık kime, nereye, nasıl inansın? Nasıl güvensin? Bu kadar ileri gidilecek ve beklenmeyen mercilerden böylesi bir darbenin ülke ile birlikte , vatandaş’a , çalışana , kamuya verdiği zararın hesabını kim verecek? 

GENELEME YAPMADAN , 

*Sağlık’da artık sahteciliğe girmişse ne kaldı bu ülkeyi ayakta tutan?  

*Vatandaşın hakkı bu kadar gasp edilebilir mi?  

*Sağlık için yeminler edenler, bu devleti bu şekile koyabilir mi? 

*Hırsızlığın en güvenilir kişiler tarafından yapılması ne kadar üzücü ve yıpratıcı değil mi? 

*Zan altında kalan onca insanın hakkını kim savunacak? 

*Şimdi halkın güveni nasıl kazanılacak? 

*Bu kadar yanlış ve karanlık işleri ne zaman ve neden yapmaya başladık? 

*Şimdi diğer kurum ve kuruluşların denetlenmesi sonucu acaba neler çıkacak? 

Bunlar gibi milyon tane soru sorulabilir tabi ki , ama asla cevapları alınmaz.  Ülkenin bel kemiğinden biri olan sağlık ve dolayısıyla doktorlar ve zincirin diğer halkası eczacılardır. İşte olayın bir diğer vahim tarafı da bu zaten. Halkın bütün öfkesi böylesi bir vurgunun mimarlarının sağlıklarını emanet ettiklerinin olması. Tabi ki gerçek suçlu çıkacak olanlara. 

Kişilerin sıfatlarına yorum yapmak bizlere düşmez. Yargılamak bizlere düşmez. Sadece yukarıda sorduğumuz soruları , kendimize sorar ve ülkenin geleceğinin endişe verici olduğunu anlatmaya ve anlamaya çalışırız. Yargı zaten gerekeni yapacaktır. Gerçek suçlu ve  tamamen suçsuz olanlar ayrılacaktır. Fakat şu da bilinmeli ki bu  SUÇ hukuki olmasının yanı sıra sosyolojik ve kriminoloji bir olay olmasıyla da dikkat çeker. Bu SUÇ  bir toplum olayıdır. Bu toplum olayını belli bir yerde ve belli bir dönemdeki toplumun taşıdığı koşullar ortaya çıkarır. 

VE TABİ Kİ…

İşini sağlam yapanlar, gözü parada olmayanlar, rüşvet yemeyenler, görevini layığı ile yerine getirenler, işte böyle çürük ve kokuşmuş olayları ortaya çıkarabiliyor. Kimleri gün gitsin maaş gelsin diyorken, kimleri de sırt ve bel çürüterek işini, hakkı ve hukuku düşünerek, adaletsizliği ve haksızlığın her  türlüsü ile mücadele ederek , böyle dozer gibi çıkar ve her şeyi kazıyıp ortaya döker. Onlara da Helal olsun diyoruz. 

Bu olay belli ki bayağı gündemde kalacak ve hem yargıyı, hem eylemi gerçekleştirenleri, hemde mağdur olan halkı epey bi meşgul edecek. Ne denir bilemem fakat DENETİMİN elzem olduğunu artık HAYKIRIYORUZ…

ÇÜNKÜ…

ÇÜRÜK OLAN HER ŞEY KOKMAYA, HER ŞEYİ ÇÜRÜTMEYE VE YOK ETMEYE DEVAM EDECEK…