Karakuş Öz yazdı...
Multipl Skleroz (MS) hastaları, zaten günlük yaşamda büyük zorluklarla mücadele eden bir hasta grubu. Hareket kısıtlılığı, yorgunluk, denge kaybı ve ataklarla geçen bir yaşamın üzerine bir de ilaçlarına ulaşmak için yaşadıkları bürokratik ve fiziksel engeller ekleniyor.
MS hastaları için ilaç, bir kutu hap ya da bir şırıngadan ibaret değil. O ilaç, yarının garantisi, bir sonraki atağın önlenmesi, bir adım daha yürüyebilmek demek. Ama bugün bu ülkede binlerce MS hastası, ilacına ulaşmak için kat kat merdiven çıkmak, saatlerce sıra beklemek ve sistemin hantallığıyla mücadele etmek zorunda bırakılıyor.
MS hastalarının hayatı zaten zor. Onları, tedavilerine ulaşmak için daha da zorlayan sistemsel engeller kabul edilemez. Bu sadece sağlık değil, insanlık meselesidir. Hastaların yaşadığı her dakika gecikme, bir sonraki atağın habercisi olabilir.
Yetkililerin bu tabloya sessiz kalmaması, ilaç erişimini bir eziyet değil, kolaylık haline getirmesi gerekiyor. Çünkü unutmayalım: MS hastaları yalnızca ilaca değil, eşit, insanca yaşama hakkına ulaşmak istiyor.
Peki soruyoruz:
Bir hasta, yaşamak için neden bu kadar sınava tabi tutulur?
İlaca ulaşmak bu kadar zor olmamalıydı.
*Aşağıda sıra numarası almak için , saatlerce kuyrukta bekleyen hastalar.
*Asansörü olmayan binalarda kat kat çıkan insanlar.
*Kimi zaman tekerlekli sandalyesiyle çaresizce kapıda kalanlar…
Bunlar yalnızca görüntü değil, gerçek yaşamlar. MS hastaları ilacını beklerken aslında yaşamı erteleniyor. Ve bu, sadece sağlık sisteminin eksikliği değil, toplumsal vicdanın da bir imtihanıdır.
Çözüm çok zor değil:
*İlacı hastanın kapısına ulaştırmak.
*Beklemeden, eziyet etmeden teslim etmek.
*Onları hasta değil, insan olarak görmek…
Çünkü bu insanlar bizden ayrı değil, biziz. Bugün onların yaşadığı engel, yarın bizim kapımızı da çalabilir.
MS hastaları “ilaç beklemiyor”, yaşam bekliyor. Ve yaşamın beklemeye tahammülü yok.
ZORLUK DEĞİL KOLAYLIK OLMALI İŞİNİZ…