Bu kez çok değişik ve ürkütücü senaryolar kurgulanıyor üzerimizde...
Ekonomik sıkıntılar çığırından çıkıyor mu? Hem de nasıl!... Buna bir
de siyasal ve sosyal istikrarsızlıklar eklendi mi, işte o zaman
"tutuşmanın resmidir!"
Bakın etrafınıza... Hemen her yer fokur fokur kaynıyor...
Ama emin olun ne özelleştirmeler, ne kamu reformu, ne yabancı
sermayeye kıyaklar tüketecek bizi...
Bizim zehirimiz "Kıbrıslı-Türkiyeli" didişmesi olacak...
Adım adım ve hızla bir felakete doğru sürükleniyoruz.
Ne oluyor bize?
Hadi gelin bir "beyin striptizi" yapıverelim ve görelim içinden neler
çıkacağını...
Mutlu muyuz? Hayır...
Peki neden?... Çünkü iyi yönetilemiyoruz...
Çocuklarımız iyi eğitim alıyor mu? Almıyor...
Almıyorsa suçlu kim? Öğreten biz, öğrenmeye çalışan bizimkiler... Peki
neden olamıyor? Suçlu kim? Sistem mi?
Üretebiliyor muyuz? Verimli olabiliyor muyuz? ... Hayır olamıyoruz...Neden?
Kamuda bile vatandaşın en basit işini yapmaktan aciz miyiz?... Evet
aciziz... Peki sorumlusu kim? Suçlu kim? Sistem mi?
Yılda birkaç milyon zarar eden bir okul için yıllarca kılımızı
kıpırdattık mı?... Hayır... Peki bir anda sokaklara neden dökülüyoruz...
Aklımız neredeydi daha önce?.. Neden hiç düşünmedik?
Değil sadece ülkeden çıkarken, ülkeye girerken kaçımızın bavulu
açılıyor? Çok az... Peki neden birden bire Türk diplomatların bagajları
açılmak isteniyor... Bunu da hiç düşünmedik değil mi! Sınırımızı eleğe
çeviren yabancı diplomatlardan hiç durdurup aradığımız oldu mu peki? ...
Asla... O zaman ne olmasını istiyoruz!... Ne yapmaya çalışıyoruz? Belli
değil...
Güney'de Rumlar bu yıl seferberlik ilan ederek tüm tatil programlarını
Yunanistan'da geçirme kampanyası başlatı. Amaçları ekonomik kriz
nedeniyle batma noktasına gelen anavatanlarına destek olmak... Bizim
aklımıza bu tarz seferberlikler geliyor mu? Hiçbir zaman... Değil
anavatana destek, kendi ekonomimize destek için bile yurtdışı
programımızdan vazgeçip, kendi ülkemizde tatil yapma kararı almayız...
Neden?.. Çünkü öyle bir kitlesel ortak ruhu yakalayamıyoruz bir türlü...
Güneyde sendikalar, kamu çalışanlarının maaşlarından 24 ay boyunca
kesinti yapılıp, devletin 70 miyon Euro tasarruf etmesi için
Hristofyasla anlaşıyor... Bizdeki sendikalar böylesi bir karar alabilir
mi? Asla... Peki neden?
"Kıbrıslı-Türkiyeli" ayrımı sürekli körükleniyor... Israrla
"Kıbrıslılık" açılımına hergün bir yeni detay ekleniyor... Bu açılıma
"demokrasi" de katıldı mı, tadından yenmiyor... Peki hepimiz Türk'üz
desek ne oluyor... Olmuyor... Olursa da bunun adı ne açılım, ne demokrasi
oluyor... Size özetle "faşist" deniyor....
Her gün doz be doz "zehirleniyoruz" vesselam... Ama şunu unutuyoruz.
Bilim her şeye bir çare bulacak ama, asla olmayacak
"Kıbrıslı-Türkiyeli" didişmesinin bir panzehiri...