Gündem Kıbrıs Genel Yayın Yönetmeni Çiğdem Aydın'ın köşe yazısı...

“Acınız acımızdır” sözü bu aralar ne kadar da kolay ve basit söylenir oldu. 
Acı paylaştıkça azalır, mutluluk ise çoğalır. Genellikle felaketlerde bir araya gelen bir halk olduğumuz için yardım kampanyaları, arama kurtarma çalışmalarında bir araya gelip koordineli hareket edebiliyoruz. Kimsenin veya hiçbir otoritenin bizlere birlikte olun çağrısı yapmasına gerek dahi yok bu çok güzel ve onore eden bir hareket şeklidir. 
Hayatımızda unutamayacağız derin bir acıyı bu kez çok farklı yaşadık. Türkiye’de yaşanan asrın felaketinde hayatını kaybedenler, açlıkla, soğukla, göçük altında yaşam mücadelesi verenler canımızı elbette yaktı. Ama acımızı daha da derinleştiren depremin vurduğu 10 ilde KKTC vatandaşlarının da hayatlarını kaybetmesi, küçücük canların bedenlerinin göçük altından çıkarılması yüreğimizde asla kapanmayacak derin bir yara açtı. 
Hepimizin yüreği ağzında Adıyaman enkazından gelecek güzel bir haberi beklemekle geçti günlerimiz, haberi duyar duymaz reaksiyon gösteren gerek sivil vatandaşlar, gerek hükumet yetkilileri, gerek Sivil Savunma Başkanlığı ve ekipleri, gerek Güvenlik Kuvvetleri Komutanlığı, Özel Harekat (Çevik Birlik) ekipleri, İtfaiye, Polisimiz, Lefkoşa Türk Belediyesi Başkan ve ekipleri ve dahası hepiniz iyi ki varsınız hepinizle gurur duydum ve eminim ki, ömrümüzün geri kalanında da sizlere minnettar kalacağız. 
Bugün Sivil Savunma bir basın toplantısı düzenledi orada bu ve buna benzer bir doğal afet ülkemizde olsa yeterli personelin olmadığı söylendi.
* Özetle “Girne bölgesinde, İskele bölgesinde büyük binalar, apartmanlar var. Ülkede büyük bir deprem olursa, oluşabilecek onlarca yıkımda Sivil Savunma Teşkilatı Başkanlığı’nın yeterli olması mümkün değil. Ülke olarak bu konuda hazırlık yapmak zorundayız. Sivil Savunma üzerine düşen görevi her daim yapıyor” 
*“Bu bütçe meselesidir. Bahsettiğimiz teknik cihazlar pahalı. Gönüllerin kendi bütçeleriyle bunları tedarik etmeleri mümkün değil. Bizim bütçemizle gönüllü ekiplerin donanımlarını sağlamız da mümkün değil. Şu anki mevcut durumda 3-5 tane bina yıkıldığı anda bizim bütün imkânlarımız sıfırlanır... Yetersiz kalırız”
Aynı sorunlar veya benzerleri, Polis Genel Müdürlüğü bünyesi için de geçerlidir. “Gerekli teçhizat, gerekli personel sayısı eksik ve zaman zaman yetersiz” 
Hatta bu önemli teşkilatlarımızın bir takım özel yasaları dahi eksiktir hatta yoktur. 
Şimdi gelelim asıl meseleye, bu ülkeye geçmişten bugüne yönetenlerin umursamadığı, zaman zaman görmezden geldiği bu insanlar ve teşkilatların önemini şimdi anladınız mı? 
Yardım toplanıyor depremzedeler için toplansın tabi ki, maaşlardan keseceklermiş kesin tabi helal olsun da, senin de yardıma ihtiyacın var “Eyyyyyy KKTC” . 
Olası bir felakette yetemeyiz diyor önemli teşkilatlarınız. Bugüne kadar görmezden geldiğiniz bu insanlar koştu evlatlarımızı çıkardı enkazın altından yardım etmeyi düşünüyor musunuz? 
Bugün bu halka maaşlarınızdan yapacağımız kesintiyi Sivil Savunma Teşkilatı, Polis Genel Müdürlüğü gibi teşkilatlarımızı güçlendirmek ve eksik personellerini tamamlamak için kullanacağız deseniz bunun denetimini de Komutanlık yapacak deseniz kimse ağzını açmaz. Çünkü bu halk size güvenmez ama Güvenlik Kuvvetleri Komutanlığına güvenir. 
Bu halkın siyasete borcu yok ama polisine, askerine, sivil savunmasına can borcu var. Ersin bey üç aylık maaşını bağış yaptı. Ersin bey 2 aylık maaşınızı da Sivil Savunma veya Polisi Güçlendirme gibi yerlere hizmet eden Vakıflara bağışlar mısınız? 
Türkiye’de ortak yayınla yarım saati geçmeden KKTC bütçesinin üç katı yardım bağış toplandı. Türkiye büyük ve güçlü bir devlet elbet bu felaketin de üstesinden hızla geleceklerdir. Elbette KKTC Türkiye’mizin kopmaz bir parçasıdır aksi düşünülemez yardımlaşma elimizden geldiği kadar maddi manevi her daim olacaktır, olmalıdır da. 
Ama siyasetin samimiyetsizliği insanı öfkelendiriyor. Samimi iseniz önce kendi evinizi toparlayacak adımları atın. Samimi iseniz, gönüllülük esası ile yapılacak yardımları sivil toplum örgütlerine bırakın siz devlet olarak yardım yapacaksanız yapın kimse sizi durdurmaz zaten. Ama samimiyetiniz şüphelidir. Kendi ülkende olası bir felakette ilk müdahaleyi yapacak kurum ve kuruluşların bugün yetersizlikleri yüzünüze söylüyorsa bu size bir ödevdir. Hem de sınav notunuzu etkileyecek bir ödevdir. Yapamazsanız da bu sınıfın tekrarı yok. Baylar bayanlar.…..