Karakuş Öz yazdı...
Artık her köşe başında bir kamera, her sokakta bir “yapay zeka destekli denetim sistemi” var. Teknoloji gelişti, denetim kolaylaştı ama bir soru yakamızı bırakmıyor: Bu kameralar bizi gerçekten korumak için mi konuluyor, yoksa vatandaşın cebini sistemli biçimde boşaltmak için mi?
GÜVENLİK GEREKLİ AMA…
Evet, güvenlik önemlidir. Evet, suçun önlenmesi, caydırıcılık sağlanması ve olayların aydınlatılması için teknolojiden faydalanmak gerekir. Ancak güvenlik adı altında kurulan yapay zekâlı kamera sistemlerinin, giderek birer para tuzağına dönüşmesi endişe verici boyuta ulaştı. Çünkü artık bu sistemler yalnızca kimin yanlış park ettiğini değil,kimin sigara içtiği değil, kimin telefon kullandığı değil saniyelik hataları bile yüzlerce liralık cezalara çeviren birer otomatik tahsilat makinesi haline geldi.
HATADAN CEZAYA, CEZADAN KÂRA
Kırmızı ışıkta 0.3 saniyelik geçiş, hız sınırını 2 km/s ile aşmak, yanlışlıkla çizgiyi bir parmak geçmek… Bunların hiçbiri artık “uyarı” ile geçiştirilmiyor. Çünkü sistemin arkasında artık bir güvenlik politikası değil, gelir planı var. Yapay zekâ ile çalışan kameralar anında tespit ediyor, otomatik kesiyor, sorgusuz sualsiz tebliğ ediyor. Ve itiraz etmenin yolları öylesine karmaşık ki, çoğu vatandaş “uğraşmaya değmez” diyerek ödemek zorunda kalıyor.
“AKILLI ŞEHİR” Mİ, OLDUK YOKSA “TAHSİLAT ŞEHRİ” Mİ?
Şehirlerimizi “akıllı şehir” adı altında bu sistemleri kuruyor. Ancak amaç akıldan çok, nakit olmaya başladı. Belediyeler ve ilgili kurumlar bu sistemlerden ciddi gelir elde ediyor. Trafik suçu işleyen azalsın diye değil, kameradan gelen para eksilmesin diye sistem genişletiliyor. Yani bir anlamda, vatandaşın hatası değil, varlığı hedefleniyor.
ASIL SORU: KİMİ KORUYOR?
Yapay zekâlı kameralar, kimin için çalışıyor? Gerçekten kamu güvenliği mi sağlanıyor, yoksa bu sistemler vatandaşın sırtına yeni bir yük mü yüklüyor? Bu kadar gelişmiş sistemlerin hâlâ en çok sıradan vatandaşa ceza kesmesi ama büyük suçları önleyememesi düşündürücü değil mi?
NE YAPMALI?
Denetimlerin şeffaf olması gerekir. Sistemlerin kar amacı güdüp gütmediği sorgulanmalıdır. Yapay zekâlı ceza sistemleri, vatandaş lehine uyarı mekanizması içermelidir. Ceza değil, eğitim öncelikli olmalıdır. Denetim mekanizmaları da denetlenmelidir.
Yapay zekâlı kamera sistemleri, doğru kullanıldığında kamu yararına işler. Ama bugünkü haliyle gizli bir vergi, hatta bir çeşit ceza endüstrisi haline gelmiştir. Güvenlik kisvesi altında kurulan bu düzen, vatandaşın güvenini değil, sabrını tüketmektedir. Çünkü sistem artık suçluyu değil, yanlış yapanı değil, yakalananı cezalandırmaktadır. Ve en kolayı da zaten her an izlenen, her an açıkta olan sıradan vatandaştır.