Karakuş ÖZ Yazdı...
Dünyanın birçok ülkesinde olduğu gibi bizim toplumumuzda da alkol ve yasaklı madde kullanımı, ağır cezalarla yasaklanmış ve denetim altına alınmaya çalışılmıştır. Fakat yasalar, cezalar ve yaptırımlar ne kadar ağır olursa olsun, alkol ve madde bağımlılığı gerçeği toplumların üzerine kara bir gölge gibi çökmeye devam ediyor. Çünkü bu mesele sadece hukuki değil, aynı zamanda psikolojik, sosyal ve kültürel bir sorundur. Alkol ve yasaklı madde ceza dinlemiyor, çünkü meselenin kökünde insanın içindeki boşluklar ve çıkmazlar yatıyor.
Cezalar, insan davranışlarını belirli bir noktaya kadar şekillendirebilir. Alkol ve madde kullanımı gibi bağımlılıkla ilgili davranışlarda ise, ceza tehdidi çoğu zaman etkisiz kalır. Çünkü bağımlı birey için maddeye ulaşmak, özgür iradeyle yapılan bir seçim değil, bir zorunluluk hâline gelir. Bedeni ve ruhu tarafından esir alınmış bireyler için, olası cezalar birer caydırıcı değil, sadece ertelenen bir risk olarak görülür.
Bağımlılık bir hastalıktır. Alkol ve madde bağımlılığı, tıp dünyasında bir “beyin hastalığı” olarak kabul edilir. İrade zayıflığından çok, beynin kimyasal yapısında oluşan değişiklikler bağımlılığı tetikler. Bu nedenle bağımlıya sadece ceza vermek yetmez; onu bu döngüden çıkaracak psikolojik, tıbbi ve sosyal destekler sağlamak gerekir. Aksi halde, kişi cezadan çıkar, fakat yine aynı maddelere geri döner.
Bağımlılığın arka planında bireysel sıkıntıların yanı sıra toplumsal sorunlar da yatar: işsizlik, aile içi şiddet, sevgisizlik, eğitim eksikliği ve umutsuzluk bağımlılığı besleyen ana kaynaklardır. İnsanlar çoğu zaman çaresizliklerinin içinde bir kaçış yolu olarak alkole ya da yasa dışı maddelere sarılır. Bu yüzden, sadece bireyi değil, toplumu da iyileştirmek gerekir.
Bunun bir çözümü vardır, olmalıdır yapmak zorudayız. Alkol ve madde bağımlılığına karşı sadece cezaları artırmak çözüm değildir. Önleyici eğitimler, erken müdahale programları, bağımlılık tedavi merkezlerinin artırılması ve sosyal destek projeleri oluşturulmalıdır. Özellikle gençlere yönelik umut ve yaşam alternatifi sunulmadıkça, cezalar ne kadar ağır olursa olsun bu girdap dönmeye devam edecektir.
Alkol ve yasaklı madde kullanımı, basit bir suç değil, kökleri derinlerde olan bir hastalıktır. Cezalar tek başına yeterli değildir. İnsanları bağımlılığın pençesinden kurtarmak için daha derin, daha insani bir yaklaşım şarttır. Unutmayalım, bir insanı kurtarmak, sadece onu değil, bir toplumu da karanlıktan aydınlığa taşır.
PARASI ÖDENEN HER ŞEY ALINIR
YAPILIR, YAPILMAYA DA DEVAM EDER…