Bence bu yazıyı okumadan makas ile güzelce kesin, saklayın ve 2012’yi 2013’e bağlayan gece okuyun…

Öyle yapacağınızı düşünerek satırları bu nedenle şöyle başlatıyorum…

Bugün 2013’ün ilk saatleri…

Herşey ama herşey bizim dışımızdaki tüm tarafların öngördüğü çıkarları doğrultusunda yerine geldi… Tüm süreç, bizim dışımızdakileri rahatlatmaya dönüktü ve de onların istediği gibi tamamlanmış oldu…

Rahatlayanların başında Avrupa Birliği var… Tüm gözler Haziran 2012’de Dönem Başkanı olacak Güney Kıbrıs’da olacaktı… Bu nedenle de Kıbrıs’ın sorunları daha çok AB içerisinde konuşulacak, AB içerisinde Kıbrıs belki de bu kez ciddi rahatsızlık boyutunda hissedilir olabilecekti… Ancak görüşmeler sürecindeki bu yapay “bahar havası”, AB için sözkonusu tehlikeyi bertaraf etmeye yetti…

Diğer rahatlayan taraf Yunanistan oldu… Ülkede 2011 yılından bu yana devam eden ekonomik kriz Yunanistan’ı herşeyi kabul edebilecek kıvama soktuğu halde, hasarsız bir şekilde Kıbrıs meselesini de geçiştiriverdi…  Halbuki o dönemde ne Güney Kıbrıs’a destek olacak, ne de herhangi bir çevreye kafa tutacak bir noktadaydı…  

Ve Türkiye… AB ile Kıbrıs meselesinde yaşadığı sıkıntıları aşmış gibi görünüyor. AB’ye hiçbir zaman üye olamayacağının farkında, ancak yabancı yatırımcı iklimini zedelemeyecek bir döneme bu şekilde sağ salim geçmiş oldu…

Son olarak Güney Kıbrıs… AB Dönem Başkanlığını umduğundan çok daha rahat ve sorunsuz bir şekilde geçirebildi. AB içerisinde “sorunlu bir bölgenin cılız ve sıkıntılı Dönem Başkanı” ünvanını almaktan bu şekilde kurtuldu. Kıbrıs konusunda bundan sonraki süreci yine istediği gibi biçimlendirebilecek bir sayfa açma fırsatını da yakalamış oldu… Bu süre zarfında hem kısa vadede istediklerini almış oldu, hem de Kuzey Kıbrıs için bu elde ettikleri karşısında “taviz” verdi… Ne de olsa tüm istediklerini Kıbrıs Türkleri üzerindeki “izolasyonları” kaldırtmadan da alabildi…

Biz Kıbrıs Türkü olarak ne mi elde ettik?…  Allah aşkına hiç olmazsa bu yılbaşı gecesi bırakın bu konuları konuşmayı… Unuttunuz mu!…  Bu gece “eller havaya” gecesi… Bakın keyfinize… Yakın Havana puronuzu, açın şampanyanızı…

Ne o, niye afalladınız! Yoksa siz bu yazıyı, uyarımı hiç dikkate almadan hemen bugün mü okudunuz!…

Aşk olsun valla! Ne keyfi kaldı bu işin!… Siz 2013’ün başında bitecek bir “dizi filmin sezon finalini” şimdiden görmüş gibi oldunuz … Ben sizi uyarmıştım ama!...