Bizde sarhoşlar henüz tüfeklerine davranıp, pencerelerden sarkmaya başlamadan önce, dünyanın öte yanı yeni yılı karşılamıştı bile… Önce Yeni Zelanda, arkasından Avustralya ışıldadı…

 

Sydney’in meşhur “Gece Yarısı Havai Fişekleri” gösterisi için yüz binlerce insan Harbour Köprüsü’ne akın etti.  Tatlı bir yaz gecesinde yüzlerce tekne boğaza aktı; insanlar şarkılar eşliğinde 2012’yi karşıladı.

 

Kim bilir bu coşkuya ortak olan kaç Kıbrıslı Türk vardı? Kaçımızın yakını ve akrabası, bu “başka dünya”ya aitti?

 

Cumhurbaşkanımız, yeni yıl münasebetiyle Avustralya Devlet Radyosu aracılığıyla, orada yaşayan Kıbrıslı Türkler’e seslenmiş… Onlara uzun uzun Kıbrıs meselesinin geldiği aşamayı anlatmış… Sonra sözlerini şu güzel ifadelerle bağlamış:

 

“Bizler ulu bir çınarın dallarıyız. Dilimiz, dinimiz ortak; tarih ve kültürümüz bizleri dünyanın neredesinde olursak olalım birleştiriyor. Biliniz ki, KKTC hepinizin evidir.”

 

Göçmenlik travması herkes için zor… Fakat insan, yeni yılı bile zihnine çakılı sorunlarla kutlayan; cenderede sıkışmış, Ortadoğu’nun olanca kasvetini hisseden bir coğrafyadan, fersah fersah uzakta olanlara özenmiyor değil.

 

Gerçekten de orada yaşamak nasıl bir şey? Avustralya’da Kıbrıslı Türk olmak ne demektir? Yanıt için en uygun isimlerden birisi Psikolog Arzu Oytam…

 

Arzu Oytam bir Kıbrıslı Türk. 1990’da ailesiyle Avustralya’ya göç etti. Burada Psikoloji diploması aldı. Klinik Psikoloji alanında yüksek lisans yaptı. 

 

Uzun yıllar Toplum Sağlık Merkezleri’nde çalıştı. Avustralya’ya göçmen olarak gelen insanların sorunlarını çözen ekiplerde bulundu. Şu an özel bir klinikte uzman olarak çalışıyor.

 

Avustralya’da yaklaşık 10 bin Kıbrıslı Türk yaşıyor. Kıbrıs’tan Avustralya’ya göç, 1950’li yılların sonunda başladı. Bu yıllarda az sayıda aile, geleceklerini kurmak üzere uzak kıtanın yolunu tuttu.

 

Avustralya’daki Kıbrıslı Türkler’in sayısı 1970’li yıllarda çoğaldı. Savaş koşulları ve ekonomik sorunlar binlerce Kıbrıslı Türk’ü Avustralya’ya yöneltti. Göç, hızını kaybetmekle birlikte 1980’lerde de sürdü.

 

Arzu Oytam, Kıbrıslılar’ın, Avustralya’ya büyük ölçüde entegre olduklarını belirtiyor. Buna karşın, göçmenlik psikolojisinin tamamen ortadan kalkmadığını ekliyor.

 

Oytam’a göre özellikle Avustralya’ya ilk gidenler Kıbrıs’ı hiç unutmadılar. Hepsinin aklında bir gün dönmek var. Oytam, bu duyguyu şu çarpıcı sözlerle özetliyor:

 

“35-40 yıl boyunca Kıbrıs’a hiç gelmeyen, Kıbrıs’ın sözünü dahi açmak istemeyen insanlar tanıdım. Muhtemelen geride bıraktıklarını bulamamaktan korkuyorlardı. Aralarında çok sonradan gelenlerin nasıl ağladığına da şahit oldum. Evet toprağınız sizi çekiyor. Mesela ben Kıbrıs’a tatile geldiğimde hiç Avustralya’yı özleyip aramam; ama oraya gidince aklım hep Kıbrıs’ta kalır.”

 

Keşke herkes kendi toprağında “mutlu” ve “ışıltılı” bir hayat sürebilse… Yurdundan değil ama; yeni yıl mesajlarına bile sinen kasvetli meselelerden ve eğlenmek için havaya sıkan magandalardan çok “uzak”ta; başka bir dünyada…