OKULLARIMIZ…
HASTANELERİMİZ…
EVLERİMİZ…
İÇİN NELER YAPTINIZ?

Bu gün büyük hadisenin 24’cü günü. Tam 24 gün geçti o felaketten bu yana.  Bitti mi ? Bitmez kolay kolay. Kayıplar, hasarlar kolayca geçmeyecek. Kısacası hiç bir şey eskisi gibi olmayacak. 

Günlerdir veliler çocuklarını okula göndermiyor. 2 adet okulun tahliyesi yapıldı o kadar. Tüm okullar denetlendi deniliyor duyanınız bilemeniz raporları göreniniz var mı? Karşıdan gelen 10 kişiden 8’i deprem korkusu ile yaşıyor. Araçlarında deprem çantaları hazır bekliyor. Herkes SİSMOFOBİ yaşıyor. Gece yatmaktan korkuyor. Çocuklar öğretmenler veliler herkes endişeli şekilde, eğitim veriyor alıyor bekliyor. Çocukların dilinde bile deprem olacak sözleri var. 

Kimse neyin ne zaman olacağını bilemez. Kimse de böyle bir felaketi yaşamak istemez. Büyük küçük , yaşlı , genç hiç bir can böylesi bir hadise ile karşı karşıya kalmak istemez. Belli ki ada içerisinde, kaygı , korku ve endişe hakim. Acı tecrübe hala kulak ve gözlerde  devam ediyor. 

Dün bir hasta’ nın evine taburcu edilmesini istediğine şahit olduk. Bir sağlık problemi nedeniyle tedavi görüyor ve  ben gitmek istiyorum diyor. Tedavisini yarım bırakıp gitmeyi tercih ediyor.  Niye?  Çünkü hastane binasına güvenmiyor. Evine gitsen ne yapacaksın sorusuna ise burada ölmekten iyidir diyor. Acıya bakar mısınız. Kendi ülkesinde ki hastane binasının sağlamlığına güvenmiyor. 

Günlerdir bina sağlamlığı yapılıyor, yetkiler araştıryor gereken yapılıyor diyorlar. Kimi binanın evrak sorunu, kim binanın rapor sorunu var diyorlar. Şahit olan var mı? Sizlerin evleri, iş yerleri denetlenip kontrol edildi mi? Ama paranızı varsa bunu yapacaklar o da ayrı bir dava. Yine paraya geldi mevzu. 


Girne, de  bir elin parmağını geçmeyecek kadar tehlikeli bina dışında tüm binaların sağlam olduğununun açıklamsı yapıldı geçen günlerde. Daha henüz denetimlere başlama aşamasında olduklarını söylemelerine rağmen. Bu açıklama karşısında bizler de soruyoruz. Ne ara , hangi ara o kadar bina, devasa iş yerleri, o kadar oteller, o kadar okul , o kadar üniversite denetlendi inanın bilmiyoruz. Sadece bir Girne için soruyoruz bunu. Sahil şeridinin sağlam zemin üzerinde olduğunun vurgusu yapıldı. Bu gün başlansa aylarca sürer denetleme. 

Öteki yandan Kızılayın müdahale edecek ekip ve ekipmanı ne kadar var? Yine bizzat kendilerin’den yeterli ekip olmadığının açıklamaları gelmişti. Neden bu kadar yavaş ilerliyor halkın güvenliği? Meclis de bunları tarışmak için bile geç kalmışken şu sıra çoktan icraata geçilmesi gerekiyorken.  Birbirilerine laf yetiştirme yarışını icra edip evlerine gidiyorlar. 

Şimdi siz halk olsanız sizlere ilğili ne düşünmelerini, nasıl yorumlar yapanlarını düşünüyorsunuz sayın devlet büyükleri? İnsanlar can derdine düşmüşken.  Ne olacakları , nerede oturdukları , nerede çalıştıkları , nerede eğitim aldıkları , nerede sağlık hizmeti aldıkları konusunda sıfır güvenle ve endişenin nirvana’sında yaşıyorken sizler bu halktan bu ülkenin vatandaşın’dan kendiniz ve yönetim ile ilgili ne düşünmelerini bekliyor sunuz? 

Bu sorulara PAS mı diyelim. 

Peki öyle olsun…

24 gün sonra , bir ay daha sonra , aylar geçecek ve yine sadece sizlerin çıkarları, sizlerin cepleri, sizlerin koltukları ve sadece sizlerin ne istediği konu olacak. Bunlar ele alınacak ve siz bunlara odaklı yaşamaya devam edeceksiniz. Valla kendi evlerinizi sağlama almazsanız , daha da bir şey bilmiyoruz biz.  Gizli hiç bir şey kalmaz bu ülke de onu da hatırlatmış olalım.  

Depremzede tüm vatandaşlarımıza kapılarımız tabi ki açıktır. Fakat önce kendin yerini sağlama alacaksın sonra kapılarını açacaksın o insanlara. Ürün ve kiralarda fahiş fiyatlarına bir dur diyeceksin. Kendi binalarının sağlamlığını gün yüzüne çıkartacak, sonra kucak açacaksın. Kendi yollarını düzeltecek, elektirkiğini suyunu kullanılabilir hale getirecek sonra el vereceksin. Birikmiş çürümüş kaosun içerisine daha çok nüfüs kabartarak içinden çıkılmaz hale getirmekten başka bir hamle değil bu yapılanlar. Fareyi gireceği delik sığmaz, kuyruğuna bal kabağı bağlıyor sizin hesap. 

O meclis kimin kimden güçlü, kimin kimden zengin, kimin kimden akılı olduğunun yarışı yapılacak yer değil.  Bu ülkenin emekçisi, emeklisi çalışanı yıllardır sömürülme  hak yenme, hakkına el konularak maddi enkaz altında nefes almaya çalışıyor.  Beton enkazına hiç gerek yok. 

Bu halk yılardır arı olup balı sineğe anlatmaya çalıştı. Bu halk yıllardır bülbül gibi kargaya gülü anlatıp durdu. Halden anlamayana hal anlattı durdu. Ama maalesef cahil dinledi dinledi bildiğini okudu. 

KENDİNİ “ŞAH “ZANNEDENLER “PİYONLARA”PRİM VERDİĞİ SÜRECE BU HALKI “MAT” ETMEYE MAHKUM BIRAKIRLAR…