Duygu Zengin'in köşe yazısı...
Hiçbir şey yazamıyorum,elim gitmiyor,dilim varmıyor. Acımız çok, yaralarımız taze. Yaşanılanlar zor, hem de çok zor. Elim, sayı vermeye gitmiyor
6 Şubat 2023’te Türkiye Cumhuriyeti tarihinin en büyük depremi meydana geldi. Tarihin en ağır hasar veren yıkımlarından birisini yaşıyoruz. Binlerce kişi yaralı, binlerce kişi hayatını kaybetti.
AFAD, AKUT, AHBAP gibi arama kurtarma ekipleri ellerinden geleni yapıyorlar. Eksiğimiz çok, alacağımız dersler fazla.
Kahramanmaraş, Gaziantep, Adıyaman, Malatya, Osmaniye, Adana, Hatay, İskenderun, Mersin, Diyarbakır depremden en çok etkilenen iller. Bu illeri son yıllarda gastronomisi ve yöresel sofraları ile öne çıkmış milyonlarca turisti ağırlıyor. Gastronominin kalbi diyeceğimiz bu coğrafyada şimdi bir tas çorba, bir yudum su, bir somun ekmeği onlara ulaştırmaya çalışan gönüllü yüzlerce şef ile gezici seyyar sahra mutfakları kurarak ihtiyaç sahiplerine destek olmaya çalıştılar.
Temennim;
Gerek Türkiye, gerek ülkemiz içinde,mutlaka devletin ve hükümetin deprem gerçeğine dönük alınması gereken acil tedbirleri masaya yatırmasıdır. Konunun yetkilileri ve uzmanları, her türlü egosundan ve siyasi gömleklerinden arınıp bu çalışmalarda var gücüyle, büyük bir kuvvetle hareket etmelidir. Bütün binalar oluşturulacak plan dâhilinde incelenmeli, herhangi bir depremde yıkılması kuvvetle muhtemel yapılar devlet eliyle yıkılıp olması gerektiği gibi yeniden inşâ edilmelidir. Bunu milli güvenlik meselesi olarak görün. Devletimize, vatanımıza, insanlığa karşı en büyük sorumluluk olarak kabul edin,çocuklarımız için. Uzun ve meşakkatli bir iş olarak görünse de bundan taviz vermeyin. Bizler bunları sıradan bir vatandaş olarak görebiliyorsak, sizler de mutlaka daha geniş görüş açısıyla bunları görebiliyor olmalısınız. Acılar yaşanmasın. Aileler yok olmasın, parçalanmasın. Çocuklarımız güvenli ortamlarda büyüsün.
Kelimeler kifayetsiz. Dualarımız, aklımız ve kalbimiz sizlerle…
Yaralılarımıza da acil şifalar diler,kayıplarımıza rahmet, milletimize başsağlığı diliyorum.
