Daha baştan;
Birbuçuk ay için geçici bir hükümet kurulmasına gerek olmadığını;
Erken seçim tarihi belirlendikten sonra, hükümet düşürmeye bile gerek kalmayacağını savunanlardanım.
Ancak belli ki;
TDP ve DPUG’de “Saray”ın da senaryolarına paralel bir “rövanş alma” arzusu o kadar fazlaydı ki;
Kesinleşen erken seçim tarihine rağmen güvensizlik önergesinden geri dönülmedi.
Erken seçim tarihinin de 28 Temmuz’a çekilmesiyle birlikte, arada kalan kısa süreçte dahi, bir hükümetin kurulması olanaklı oldu.
Ancak kim ne derse desin...
CTP’nin bütün bu kritik süreçte ortaya koyduğu ağırlık, demokratik değerlere bağlılık ve çok iyi teşkilatlı kurumsal yapısıyla tecrübeleri sayesinde;
Tamamen “rövanşizmin” hakim olabileceği ve daha çok “Saray” odaklı senaryolarla UBP güç ve kurultay kavgasının bir şekilde devamı özelliği taşıyabilecek hayli kaotik bir sürecin önü alınmış oldu.
Öyle ya... Yeni ismiyle DPUG ve TDP, hala daha UBP kurultayının etkisiyle;
UBP’den kopan ve aslında “diğer UBP” diye nitelendirilebilecek isyancı kadronun adeta peşinden onların “anti-Küçük” davasının destekçileri gibi davranıp, UBP’den çok, İrsen Küçük’ten rövanş alma güdüsüyle hareket ediyorlar sanki...
Yani “Saray” destekli Kaşif ve ekibinin kurultay davasının ve şimdilerde yola çıkardıkları kervanın bir parçası gibi...
TDP’liler hiç kusura bakmasınlar ama... “İrsen Küçük UBP”sine koydukları tavrın milyonda birini “Saray UBP”sine karşı koyabilmiş değiller bu süreçte...
DP ise zaten onlarla kucaklaşmış durumda ve DPUG olarak paçayı da kaptırmış vaziyette...
Neyse geçelim...
Daha önceki yazılarımda da;
TDP ve DPUG’nin bu geçici hükümet konseptini seçime yönelik bir basamak olarak kullanabileceklerine dair endişelerimi dile getirmiş; (Öyle ya, rejimin bütün kaşarlanmış kadroları şimdi DP’de)
Ve mademki bir hükümetin kurulması artık kaçınılmaz olacak;
CTP’nin bu konuda çok dikkatli olması gerektiğini de belirtmiştim.
Ve belli ki CTP azami dikkati göstermiş...
...
Dr. Sibel Siber...
Kısa süreliğine de olsa artık yeni Başbakanımız...
Adaletli ve insan odaklı duruşu;
Mesleğindeki üstün başarısı yanında;
Son derece kültürlü, donanımlı ve sorumluluk sahibi bir karakter özelliği taşıyan milletvekilimiz...
CTP milletvekili...
Toplumun da takdirini kazanmış yeni siyasetçilerimizden...
2009’da ilk kez seçilmiş ve mütevazı olgun hanımefendi duruşuyla, yardımsever kişiliğiyle kamuoyunun sempatisini kazanmış...
Kimsenin itiraz edecek hali yoktu gerçekten Sibel Hanım’a...
Ne geçici hükümete “katkı koyacak” olan “rövanşist” partilerin...
Ne de onları “şıddalayanların”...
Umarım bundan sonra da seçime kadar rahat dururlar ve Başbakan Dr. Sibel Siber’in işini zorlaştırmazlar.
Sibel Hanım, ılımlı, hoşgörülü ve oldukça demokrat bir kişiliğe sahiptir ama... Aynı zamanda prensipli ve disiplinli bir insandır.
“Alengirli işlere” tevessül edecek olanlar çıkarsa da;
Gereğini yapacağına inanıyorum...
Kısacası;
Kısa süreli de olsa bir Hükümet kurmanın gerekliliğinin kaçınılmaz olduğu şu koşullarda;
Dr. Sibel Siber’in Başbakanlık görevini alması;
Olabileceklerin en iyisi olmuştur.
Kendisini selamlıyorum... Tebrik ediyorum, Kıbrıslı Türk demokrasi tarihinde ilk kadın Başbakan olarak bir İlk’e de imza atmış olmasından dolayı da ayrıca...
Sadece bu dönem için değil, bundan sonra da ülke siyasetinde yolunun açık olduğunu düşünüyorum.
Başarısı kısır siyaset ortamımıza yeni bir nefes getireceği gibi;
Diğer tüm kadınlar için de çok önemli bir örnek ve motivasyon oluşturacaktır.
Başarılar Sibel Hanım...
Kısa bir dönem için ancak çok nazik, hassas ve fevkalade durum arzeden bir ortamda bu görevi omuzladınız...
Ve bunun üstesinden gelecek insan odaklı bir siyasi duruş ve iradeye sahip olduğunuza da yürekten inanıyorum...
...
Hep söylemişimdir ve hatta bir yazımın da başlığını oluşturmuştu;
“Kadınlar Olmadan Asla”...
Evet dünyada bütün köklü değişimler, insanlığa çağ atlatan bütün devrimler;
Kadınların aktif olarak sahada oldukları, zaman zaman öncülük de ettiği mücadeleler sonunda sağlanabilmiştir.
Bu “İlk”in arkasının gelmesini de içtenlikle diliyorum...
