İrsen Bey aylar önce;

Hatta kurultaydan hemen sonra bile yapması gerekeni şimdi yapmaya çalışıyor.

Yani yumurta kapıya dayanınca...

Bu yüzden de hem çok sıkıntılı saatler geçiriyor, hem de zorlanıyor.

Daha 2012 başında bir parti meclisi toplantısı sırasında;

Sen benim Genel Başkanım değilsin, istersen beni disipline ver” diyen vekili;

“Oldu canım, mademki bu kadar ısrarlısın, yarından tezi yok savunmanı hazırla” diyerek;

İhraç istemiyle disipline” sevkedebilseydi;

Yani “tertipleyebilseydi”;

Bırakın 7-8 vekilin bugün isyan noktasına gelmelerini;

Diğerleri veya isyana niyetli olanlar da sinip kalırlardı.

Olmadı, İrsen Küçük o dönemde ardından gelecek olan fırtınayı biraz hafife aldı, sorunun halı altına süpürülerek giderilebileceğini sandı;

Bundan cesaret alan isyan eğilimliler de sahneye fırladı.

Neyse ama... Bu noktada “keşkelere” yer yok artık UBP Genel Başkanı için...

UBP Parti Meclisi dün kendisine çok büyük bir yetki verdi:

Disipline sevkedilecek olanları ve erken seçim tarihini belirleme...

Kim oldukları teferruattır artık...

Yarından tezi yok bu mekanizmayı gözünü kırpmadan çalıştırmak zorundadır Genel Başkan...

Üç kişi, beş kişi farketmez...

Zaten ihraç etmeseniz bile adamlar sizi Meclis’te devirmeye çalışacaklar.

Üstelik hala daha UBP hükümetini düşürmeye kalkışmalarına rağmen;

UBP’li olduklarını iddia ederek...

Gönderin gitsinler, hiç olmazsa “partisiz” kalarak bu işi yapsınlar...

Yapabileceklerse tabii...

...

Düşünüyorum da...

Bir partide en büyük disiplin suçu ne olabilir?

E herhalde iktidarda bulunan kendi partisini iktidardan düşürmek...

Bunun izahı yok çünkü...

Kurultayda iki tur yarıştınız, yenildiniz...

Güreşe doyamadınız diye partinizi iktidardan düşürerek hala o partinin bir mensubu olduğunuzu iddia etmeniz mümkün mü?

Böyle bir durumda örneğin CTP, DP ve TDP ne yapardı acaba?

“Yok canım, arkadaşlar oyun oynuyor, onlar bizim canımız ciğerimiz, varsın kendi partilerini iktidardan düşürsünler” diyerek onları hala bünyelerinde tutarlar mıydı?

Bundan daha esaslı bir disiplin suçu söyleyin bana ne olur...

Yok... O zaman bu işi sürükleyenlerin disiplin kuruluna sevkedilmeleri ve partiden ihraçları da kaçınılmaz...

Haa... İrsen Bey, UBP parti meclisinin kendisini donattığı yetkilerle bu “güvensizlik önergesi” hadisesini atlatabilir mi?

Hala şansı var...

Bu yazı kaleme alınırken, UBP bünyesinde çok büyük bir faaliyet sürmekteydi zaten...

Yazı size ulaştığında ise İrsen Bey’in hamlelerine ilişkin haberler de ulaşmış olacak...

Hep birlikte izleyeceğiz...

...

Dün dikkatimi çeken bir başka husus;

“Parti içi muhalefetin” başını çeken Ahmet Kaşif’in gelişmeler üzerine “Kıbrıs Postası”na yaptığı açıklamaydı.

Kaşif Bey’in şu ifadelerine bakar mısınız:

UBP’deki gelişmeleri izliyoruz. Bizim UBP ile bir sorunumuz yok. Bizim tek amacımız parti yönetimini ele geçiren zihniyettir, ülkenin ve partinin kötü yönetilmesidir.”

UBP ile sorunları yokmuş!

Nasıl yok?

Peki o zaman neden düşürüyorsunuz UBP’yi iktidardan?

“Tek amacınız parti yönetimini ele geçiren zihniyet” ise;

Parti içinde onu değiştirmek için mücadele ettiniz ve kaybettiniz.

Yani İrsen Küçük’ü, partinin demokratik mekanizmalarını kullanarak yenemediniz...

Şimdi dışarıya taştınız...

Daha önce de yazdığım gibi;

UBP! Ya benim olursun, ya da kara toprağın” mantalitesine sahip olan “Abinizin”;

Mademki İrsen Bey’i parti içi demokratik mekanizmalarla götüremediniz;

UBP’yi iktidardan götürün, İrsen Bey de gitmiş olsun” şeklindeki “stratejisi” sizi partinize karşı oy kullanma noktasına kadar getirdi işte sonunda”...

Hem de muhalefet partileriyle işbirliği içinde...

İşte bunu kimseye izah edemezsiniz...

Hele de UBP tabanına hiç...

Tanrım” diyorum içimden...

Bir vesayeti partiye geri getirmek, bir koltuğu elde edebilmek uğruna, bazı insanlar nasıl gözlerini bu kadar karartabiliyorlar?”

Hayret gerçekten...

...

Şimdi... Bir kez daha üzerine basa basa söylüyorum:

  • Mevcut UBP hükümeti Kıbrıslı Türk halkının iradesini yansıtmıyor, miadını doldurmuştur, gitmelidir...

  • Seçim sistemiyle ilgili yasalar değiştirilerek erken seçime gitmek kaçınılmazdır.

  • Mevcut UBP hükümetinin alternatifi, UBP içindeki bir başka grup veya Küçük öncesi dönemin halkı perişan eden zihniyetine sahip geçmiş UBP egemenleri asla olamaz.

  • Muhalefet partileri daha fazla geç olmadan UBP içindeki kavganın bir tarafına yaslanarak hareket etmenin hata olduğunu görmek, parti içi isyancılara çizilen rotanın bir parçası olmaktan uzak durmak durumundadırlar.

  • Aynı muhalefet partileri, İrsen Küçük hükümetinin düşürülmesi halinde, bir erken seçim tarihine kadar geçecek hatırısayılır süre içerisinde nasıl bir ülke yönetimi veya hükümet oluşacağını çok net ve anlaşılır bir şekilde ve ayakları yere basan gerekçelerle Kıbrıslı Türk halkına anlatmak zorundadırlar.

...

Dediğim gibi;

Bu yazı size ulaştığında dün akşamdan bu sabaha kadar devam eden UBP içindeki birtakım hızlı gelişmelerin bir bölümünü de belki içinde barındıramayacak...

Ama olsun... Neticede bir yorum ve durum tespiti yapıyoruz biz de...

Ve bugünkü UBP iktidarının alternatifinin;

Bir başka UBP iktidarı olmaması gerektiğini ısrarla vurguluyoruz.

“Büyük Abi” öyle “buyurmuş” olsa da...

(NOT: Hükümete karşı güvenoylamasının,gensoru önergesiyle imzalar sunulduktan hemen sonra, bugün yapılması imkansız. Hafta ortasına ancak yetişir. Bu açıdan en az üç gün daha UBP içindeki kulisler ve güvensizlik önergesine karşı bazı tedbirlerin alınması da söz konusu olabilecektir haliyle... A.T)