Senaryo diyorum çünkü gerçek olmanız mümkün değil. Yönetmen yazıyor , siz oynuyorsunuz. Kurban tabi ki HALK, tabi ki EMEKÇİ…

Hız kesmeyen , ardı arkası kesilmeyen ZAM’lara son sürat devam. Zamların açıklamasını dış piyasaya yoran sayın hükümet edenler. O işler öyle olmuyor. Hükümetin gelirini ve bütçe açıklarını kapatma çabalarınız sonucunda ortaya çıkıyor bu ZAM furyası. Vergilerin , temel mal ve hizmetlerin fiyatlarının artırarak , devlet gelirini artırmak amacıyla yapıldığını anlayacak iradeye sahip bu halk.  Ancak, bu  seyir ettiğiniz politikanın uygulanma şekli ve sıklığı, halkın yaşam kalitesini ve ekonomik refahını ciddi şekilde etkiliyor. 

Her gün , her hafta , her an ZAM yaparak insanları artık bunaltınız. Orta hali aile diye bir şey kalmadı. Geliri daha düşük aileleri gömdünüz. İnsanlar nereden tasarruf edeceğini şaşırdı. Üç kuruş maaş ile devletin zamlarına yetmeye çalışıyor. Kimse sizin gibi değil be beyler. Kimseler sizin gibi milyonları almıyor. Bu halk , bu emekçi sabahtan akşama kadar çalışıp, devletin elektrik, su, vergi açıklarını kapatıyor. Her gün ezdikçe eziyorsunuz bu halkı. Be insan bir oturur düşünür. Bu halka ne veriyoruz ne kadarcık veriyor, NE KADAR ÇOK GERİ ALIYORUZ. Hesaplama yönünüz mü bozuldu , yoksa hiç mi gelişmedi anlamadık gitti. 

Su ayrı dert, elektrik ayrı dert,  olmayan hizmet verilmeyen onca vergi apayrı dert. Her ay bir ZAM projesi ile halka dayatarak gidiyorlar. Bütçe açığı oldu hop hemen bir ZAM ile kapatmaya çalışıyorlar. Bu insanlar ne kazanıyor, nasıl kazanıyor  düşünen yok. Ver zamı geç. İster al , ister alma  zerre umurlarında bile değil. Nasıl olsa onların cepleri halkın ensesinden her daim doluyor. Adım başı pahalılık, adım başı zam. Dün aldığını , yarın aynı fiyata bulmak almak ne mümkün. 

Kalkmışlar diyorlar ki ASGARİ ÜCRET’i aralık ayında ele alacağız. Ya alsanız ne almasanız ne. Komik , dalga geçercesine maaş zamlarınız ile hiç bir şekilde halkın yanında değilsiniz. Sürekli ağızından düşmeyen  o halkın huzur ve refahı için elimizden geleni yapacağız söylemeleriniz de artık ağzınıza yuva yapmış. Her geçen gün kötüye giden bir ülke, her geçen gün fakirleşen bir toplum. Hiç bir şekilde alın terine iyileştirme  yapmayan , haktan ala ala ülke yönetiyorlar. Ne güzel memleket. Ne güzel bir ülke. Almaktan bıkmayan bir yönetim. Vermekten köşe bucak kaçan bir hükümet. 

Yazık günah be onca çocuk sahibi ailelere. Yazık günah , onca emekçinin hakkına. Yazık günah bu kadar insanı zor sokmaya. Bu insanlar sayesinde koltuklarda gerile gerile ve aynı zamanda boş boş oturuyorsunuz. Bu halk sayesinde cepleriniz doluyor. Köprüyü geçene kadar bu halkın kapılarını aşındırdınız. Zenginliğinize servet eklemek için her türlü vaatlerde bulundunuz seçim meydanlarında. Sonra noldu vur gitsin. Ülke de durduğunuz yok ki. Ülke başa seçilerek değil,  başta olarak ve icraatla yönetilir. 

Yaptığınız bu zam kararlarını açıklarken yeterince şeffaf değilsiniz. Vatandaşlar, zam oranlarının belirlenme süreci ve nedenleri konusunda yeterli bilgiye sahip olamıyorlar ve de sizlere yetişemiyorlar. Bu durum hükümete, güvensizlik ve hoşnutsuzluğa yol açıyor. Sonuna kadar da haklılar. Hükümet olarak siz sayın devlet erkanları , kararlarınızı daha şeffaf bir şekilde açıklamalı ve toplumla iletişiminizi güçlendirmelisiniz. Burası tamamen bir hayal ama yine söylemek istedim. Çünkü bu çağdaş ve halkını düşünen devletler için geçerli . 

Bizler çağdaş bir ülkeyiz diyorsunuz ya. İşte o ülkelerin hükümet edenlerinin anlayışı , halkın günlük yaşamını anlama ve değerlendirme ile oluyor. Ekonomik kararlar, sosyal hizmetler ve altyapı geliştirmeleri gibi konularda hükümet, vatandaşların ihtiyaçlarına odaklanır ve onların yaşam kalitesini artırmayı hedefler. Bu, toplumsal refahı artırarak ülkenin genel kalkınmasına katkı sağlar. Anlatabildik mi? Hiç sanman çünkü 40 yıl dır bu ülkede aynı değirmen dönmeye devam ediyor. 


HAYALLER VE HAYATLAR HER ZAMAN FARKILIDIR DERLER. AMA SAYLI GÜN DE ÇABUK GEÇER BUNU DA UNUTMAYALIM!!!