Eğitim, bir ülkenin geleceği için temel bir taşıyıcıdır. Eğitim sistemleri, toplumların ilerlemesine ve gelişmesine büyük ölçüde katkıda bulunur. Ama bu bizim ülkede, ne  yazık ki yanlış ellerde ve zihinlerde heba olup gidiyor. Eğitim sisteminin altyapısı hakkındaki eksiklikler,  ne yazık ki bizim ülkemizde hiç bitmiyor. 

Aylarca deprem fonu diyerek, halkın üç kuruş maaşından alarak yaptıkları neydi acaba? Okul demeye bin şahit istediğimiz, onlarca konteyner ile eğitime başlandı hemde YAĞMUR  ÇAMUR içinde.  Bu kadar pişkinlik de pes doğrusu. O sular altında kalan sizlerin eğitim yuvası , bizlerin ise tarla dediği yerlerde çocuklarımız eğitim görecek. Eğitmenler eğitim verecek.  Her türlü gereksiz projeye bütçe ayrılıyor ama EĞİTİM için sıfır işlev. Koca yaz tek bir okul tamir edilmedi. Koca yaz yan gelip salla başını al maaşını,  hesabı ile ülkenin en önemli bacağından biri olan  EĞİTİME tek bir müdahale yapmadınız. 

Eğitim bakanlığı ve bakanı niye var?  Eğitim Bakanlığı, eğitim sistemindeki sorunları çözmek ve ülkenin geleceğini güçlendirmek için daha fazla özveride bulunması için vardır. Eğitim, her şeyden önce, bir ülkenin en değerli varlığı olan genç nesillerin geleceği için yatırım yapma sorumluluğunu taşır ve bu sorumluluğu da ihmal etmeyen, görevini layığı ve olması şeklinde yerine getirene de EĞİTİM BAKANI denir.  Bakıyoruz hani NEREDE?…

Günümüz dünyasında, teknoloji hızla ilerlemekte ve iş dünyası sürekli değişmektedir. Bu nedenle, eğitim sistemlerinin de bu değişimlere ayak uydurması gereken yerde bizim ülkemizde EĞİTİM’e gözler kapalı, kulaklar tıkalı bir bakanlık, ÇÖKEN TAVANA SIVA diyen bir bakan ve sistemle yaşıyoruz. Siyasi hayatın eğitime sızması en büyük şansızlığımız. Oysa ki eğitim , siyasi çekişmelerin bir aracı olarak kullanılmamalıdır. Kime söylüyoruz…  Kapatın kaldırın o makamı. Nasıl olsa halk kendi yağı ile kavruluyor. Çocuklarının eğitim alabilmeleri için çırpınıyorlar bu kadar SİSTEMSİZLĞİN ve de UMURSUZLUĞUN içinde. 

Öte taraftan hala karanlığa, mahkum bir ülke olma yolunda ilerlemeye devam ediyoruz. Çağa bakın yollara bakın. Bakan mı? O PİLAV  yiyip dönecek. Sokalar kazlardan geçilmiyor, vergiler çatır çatır alınıyor. Cezalar süratle yazılıyor. Bir sürat tutturuyor  gidiyoruz. Sürat elbette ki var ama o karanlık yolların hiç mi suçu yok? Yahu vergisini ödediğim yolda seyahat etmek zorundamıyız biz? Sizleri koltuklarda gerim gerim oturasınız diye veya RIHUNUZU dinlendirseniz diye seçmedi bu halk. 

Çevresel sorunlardan, ulaşımın verimsizliğinden, yolların çukur ve karanlığın’dan zerre umurları yok. Ee be kardeşim NE İŞİN var o makamlarda ? Neden devlete bu kadar külfet oluyorsunuz? Nedir be sizdeki bu UMURSUZLUK? Ne zaman bakan olduğunuzu ve görevleriniz olduğunu anlayacaksınız?  Devasa maaşlar alarak, nokta dahi koymayarak, gelen emirleri uygulayarak ülkenin gerilemesi için elinizden geleni yapıyorsunuz. Yavaş kullansınlar kaza yapmasınlar değil mi? Bu savunma ile gün gitsin maaş gelsin. 

Halkı zerre düşünmeyen, her yeni açıklamalarınız ile ancak, kendi menfaatlerinize bir adım ulaşmayı hedefleyen ve bunun için çalışıyor gibi görünen folyolarsınız. KKTC tanınacak(mış). He valla haklısınız EĞİTİMİ ÇÖKMÜŞ, YOLLARI olmayan, SAĞLIĞI karmakarışık bir ülke olarak zaten tanıyorlar bizi. Extra efor harcamanıza gerek yok devlet büyükleri. 


ÜLKEDE EĞİTİM YOK, OKUL YOK… 

AMA SIVA ÇÖKTÜ DİYEN  BAKANLIK VE BAKAN VAR…

ÜLKEDE YOL YOK,  AYDINLATMA YOK…

 AMA BAKANLIK VE BAKAN VAR…

NE KADAR LUZUMSUZ…

HEPSİ BU ÜLKEDE VAR…

KARAKUŞ