Rana SARRO Yazdı...

Ünal Üstel hükümeti 'Sahte reçete' skandalından, 'sahte diploma' skandalına kadar uzanan geniş bir yelpazede, temiz eller operasyonu başlatılmış imajı çizdi. Toplumda takdir topladı, güç, saygınlık, itibar kazanır gibi oldu.

"Başbakanımızın talimatıyla sahte reçete olayının altından kim çıkarsa çıksın, bu yoldan dönüş yok" demişti Sadık Gardiyanoğlu ve öyle de oldu. Şuan bazı eczacı ve bazı doktorlar yargıya sevk edilmiş durumda.

Yine 'sahte diploma' soruşturması kapsamında, Cumhurbaşkanı'nın özel koruma polisi dahil, UBP'ye büyük emekleri geçmiş Kemal Dürüst tutuklanmış ve mahkemeye sevk edilmişti.

'Sahte diploma” iddialarıyla ilgili yürütülen polis soruşturmasında sonuna kadar Polis Genel Müdürlüğüne destek verdiklerini açıklamıştı Cumhurbaşkanı Ersin Tatar.

 "Ölmek var dönmek yok" gibi bir profil çizmişlerdi.

Vekil Emrah Yeşilırmak'ın yasal dokunulmazlığının kaldırılması yönündeki komite raporunun UBP oylarıyla reddedilmesi ve şaibeli bırakılması, bunca olayın üzerine gidiliyor izlenimi veren bir hükümete yakıştı mı? 

Devlet yetkililerinin ya da bağlantılarındaki kişilerin gayrimeşru olarak özel kazanç için güçlerini kullanması; bir makam sahibi tarafından yapılan yasa dışı bir eylemin resmî görevleriyle doğrudan ilgili olması siyasi yolsuzluk demektir. Hükümetin bu şaibeyle devam etmesi doğru mu?

Yine sosyal devlet olma yönünde ülke tarihinde çok büyük başarılara imza atıldığı, huzur evlerinin, yaşlı bakım evlerinin, engelli evlerinin tarihte ilk kez iyileştirilip, düzenlendiği, Avrupa standartlarına getirildiği, Sosyal Hizmetlerin iyileştirildiği, engelli oteli projeleri düşünülürse, "Vay be UBP itibar tazeliyor" dediğimiz bir dönemde, kilitlendiniz.

Son dönemde karşılaştığınız usulsüzlükler ile ilgili kıpırdayamıyorsunuz. Kararlı bir duruş sergileyemiyorsunuz.

Biz bu yola çıkmışsak, ayrım gözetemeyiz kusura bakma" diyebilirdiniz halbuki vekilinize.

Ünal Üstel, istese hiçbir vekil bu yasal dokunulmazlığın kaldırılması istemine kimse red oyu veremezdi.

Çünkü bakanlıklara kilit adamları koyuyor ve gerçekten de iş yaptırıyor. Tüm bakanlara da ve vekillere de sözü geçiyor.

Ünal Üstel, hastane projelerinin başlatılmasıyla da kararlı ve icraata önem veren bir duruş sergilemişti.

Girne Kaymakam'ının görevden alınması konusunda da yine hükümetin hızlı ve tereddütsüz tavrı takdir topladı.

Bir yola çıkılmışsa kararlı olunmalı, hükümetin o imajı sürdürülmeliydi. "Ünal Üstel hükümeti ne söz verdiyse yaptı" diyorsanız, "istikrar" diyorsanız, istikrarlı durmalıydınız kanımca.