Hayatın en temel gereksinimlerinden biridir su  temiz, erişebilir ve uygun fiyatta olması gerekir. Ancak bu ülkede durum pek de öyle değil. Su artık lüks hale geliyor, halkın bütçesini zorluyor, faturaların arasında en büyük kalemi oluşturuyor.

Son zamanlarda artan su faturaları, pek çok aileyi zor duruma sokuyor.

Bulaşık yıkamak, çamaşırı temiz yapmak, duş almak ya da temizliğine özen göstermek dahi halkın kesesinde büyük delikler açmaya başladı.

Marketten temiz ve ambalajlı su satın almanın bedeli de cabasında…

Sonunda halk, “su mu, ekmek mi?” arasında kalacak duruma geliyor.

Gelirleri zaten düşük olan emekliler, asgari ücretliler ve dar gelirliler, bu artışın yükünü daha fazla taşıyamaz hale geliyor.

Sağlığa uygun temiz suyun temel insan hakkı olması gerekirken, bunun parayla satılıyor olması, adaletsizliği daha da pekiştiriyor.

Gelir adaletsizliğine temiz suya erişim zorluğu da eklenince, halkın yaşam kalitesi daha fazla düşüyor.

Temiz ve uygun fiyatta su temininin sosyal devletin görevleri arasında olması gerekmiyor mu?  Sağlığı ve temizliği etkileyen bu temel hizmet, halkın ödeme gücüne göre değil, insan onuruna uygun koşullarda sunulmalıdır.

Bu ülkede suyu bile pahalıya satın alıyoruz.

Gelir adaletsizliği daha fazla derinleşirken halkın yaşam kalitesi düşüyor, halkın sağlığı tehlikeye atılıyor.

Devlet bu duruma sessiz kalmamalı; temiz ve uygun fiyatta su temini için acil ve etkili adımlar atmalı.

Halkın bütçesini daha da fazla zorlanıyor.

Geliri zaten zor bela yeten insanlar, temiz suyla temizlik yapmak, yemek pişirmek ve daha temiz yaşamak arasında zorda kalıyor. Bulaşık yıkamak daha zor, duş süresi daha kısa, temizlik daha yüzeysel , temiz ve hijyenik kalmak, artık lüks haline geliyor.

Sonuç olarak, bu ülkede su içmek ve kullanmak pahalıya patlıyor.

Halkın temiz ve uygun fiyatta suya erişebilmesi, devletin ve yetkililerin en temel görevleri arasında yer almalı.

Sağlıklı, temiz ve insan onuruna yakışır yaşamın temeli sudur,  bunun daha fazla zorlaştırılmaması gerekir.