CTP’nin geçen Pazar günü yapılan 23.Kurultay’ında yeni seçilen parti meclis üyelerinin ilk üç sırasını eski parti başkanlarının oğulları aldı. Yani; parti meclisinde artık merhum Özker Özgür’ün oğlu Birikim Özgür, Mehmet Ali Talat’ın oğlu Ongun Talat ve Ferdi Sabit Soyer’in oğlu İlke Soyer. Biz siyasilerin çocuklarının da siyasete atılmalarına karşı değiliz. Hatta geçen Salı günü medyada CTP parti meclisine giren üç gencimize de övgüler vardı. İyi güzel de aynı hassasiyeti neden Eroğlu’na da göstermediler. Cumhurbaşkanı Eroğlu’nun kızı Resmiye Eroğlu yıllardır UBP’de aktif bir şekilde görev yapıyor. Onun Milletvekilliğine aday olmasını hazmedemediler. Basın yayın organları CTP’li gençlere övgüler yağdırıken, Eroğlu’nun kızına seçimi kaybettirecek kadar saldırmışlardı. Eroğlu’nun kızının sanki siyaset yapma hakkı yoktu. Resmiye Eroğlu’na seçimi kaybettirecek kadar talihsiz yazılar yazılmıştı. Bu konuda medyanın taraf olduğunu gördük. Bize göre; Resmiye Canaltay’a medyanın büyük bir özür borcu var.

KOLYONCU; KUMARHANE SAHİPLERİ MEDYA PATRONU OLAMAZ DEDİ

Geçtiğimiz günlerde mecliste kumarhane ve bet ofislerle ilgili konuşmalar vardı. Bu konuşmalar arasında CTP Girne Milletvekili Ömer Kalyoncu’nun yaptığı ilginç konuşma ister istemez dikkatimizi çekti. Kalyoncu meclis kürsüsünde kumarhane ve bet ofis sahiplerinin bir yasa ile medya patronu olmalarını engellenmesini istedi. Düşünebiliyor musunuz? Yasa çıkacak ve bu yasada kumarhane ve bet ofisi işletenler gazete ve televizyon patronu olamaz diyecek. Bu hangi mantığa sığar.? Kumarhane işletmeciliği hangi sınıfa girer.? Doğrusunu isterseniz Kalyoncu’nun bu açıklamasını talihsiz bir açıklama olarak gördük. Oysa; mecliste siyasi partilerin yayın organı olmasın diye bir yasa çıkarsalar bizce daha uygun olur. Siyasi partilerin yayın organları bu topluma ciddi anlamda zarar veriyor. Bize göre; bir casinonun veya bet ofisin patronu siyasi partilerin medyada verdiği zarar kadar zarar vermezler. Ömer Kalyoncu çağdaş ve ilerici düşünceye sahipse meclis kürsüsünde daha güzel konulara değinmelidir.  

HÜKÜMET  VATANDAŞ  İLİŞKİLERİ

UBP hükümetinde rayına oturmayan birçok işin yanında bir de bakanların ve başbakanın vatandaş kabulleri var. Eskiden gelen bir gelenekle UBP’li bakanlar da haftanın bir gününü güya vatandaşla görüşmeye ayırıyorlar. Kimi Cuma, kimi Perşembe ama hiç farketmez hükümetin, bakanlıkların işi biter mi ? Hele Başbaka’nın bu nedenle bu günleri kaldırsınlar diyorum boşuna vatandaşı heveslendirmesinler. Zaten telefonlar açık vatandaş görüşmesi mi olur ? Zırt telefon  ne söylediğinizi anlarsınız ne karşınızdaki sizi anlar boşa can sıkma, vakit öldürme Bakanlar ve başbakan ya iş üretecek ya vatandaş şikayeti dinleyecek. Ya kaldırsınlar ya da bu işleri hafta sonuna atsınlar, zaten çoğu bakan ve de Başbakan hafta sonunu boş geçirmiyor en azından iki saatlerini de telefonlar kapalı vatandaşa  ayırsınlar. Hani her koşulda haklı olan ama hakkını hiçbir zaman da bağırıp çağırmadan istemeden alamayan  hani seçimden seçime hatırı sorulan vatandaş ?

LEFKOŞAYI SİNEK VE SİVRİSİNEKLER BASTI

Lefkoşalının yaz derdi sinek ve haşerelerle mücadelede bu yıl ihale krizi yaşandı. Sonra işler tatlıya bağlandı belediye sırtındaki yülü özel şirkete devretti. Adamları başka işlerde kullanmaya başladı. Artık bu işte top ihaleyi alan özel şirketteydi, işin başında da iyi gidiyordu. Bize gelen duyumlar da öyleydi ama giderek sıcaklar bastırınca iş rayından çıktı evde rahat oturulmuyor. Öyle göstermelik havadan ilaçlama da fayda etmiyor.  Sıkı bir ot temizliği ve kavra denilen sulak yerleri ortadan kaldırmadan bu işler olmayacak. Bunun için de trilyonluk ihaleyi alan şirket ya adam gibi çalışacak ya da şikayetler artarsa Başkan Bulutoğulları bu işe kendine göre çare üretecek. Bu arada uzmanların açıklamaları da yanıt bekliyor. Havadan ilaçlamada zehri yüzde seksen biz soluyormuşuz buna da cevabı ya belediye ya da ihaleyi kazanan şirket vermeli –

CENAZELERİMİZ DE YAŞANTIMIZ GİBİ

Hani Kıbrıslıyız ya ... Herşeyi dolu dolu yaşamaya alışmışız ya ..Yememiz içmemiz eğlencemiz, işimiz gücümüz hep dolu dolu geçsin istiyoruz ya .. Hani bizden taşanlarla başka yerlerde bir hayat daha yaşanır diyenlermiz var ya cenazelerimizi de aynen öyle ettik. Yabancılar kilisede bir anma etkinliği ile olayı bitiriyorlar. Bizde durum farklı hastanede başlayan serüven eve taşınır  cami avlusundan mezarlığa, oradan evde, işte kabullere, gazetelerde ilanlara  cenazelerimiz de yaşantımız gibi anlayacağınız dolu dolu ama bunu birde olayı birebir yaşayanlara sormalı. Sevgili dostumuz Hüseyin’in cenazedeki hele mezarlıktaki durumunu görünce aklımıza bunlar geldi,  gerçekten sabır isteyen iş. Etle kemik değil insan, arada sinirler var ve mekanizmayı çalıştıran bu sinirleri zorluyoruz. Dostlarımızın herşeyine koşalım istiyoruz ama bir de onların yaşadıklarını düşününce Allah sabır versin Hüseyin’e herkesle dost olmak, arkadaş olmak da zor...

MORGCU MORGUN ANAHTARINI ALIP EVE GİDERSE

Geçen gün Lefkoşa Devlet Hastanesi Morgu ile ilgili bir haber vardı. 2010 yılında selden zarar gören morg yenilenmiş ve çağdaş hale getirilmiş diye. İyi güzel de bari morgun anahtarı da Hastanede kalsa da cenazeler morga götürüldüğünde anahtar morgcudadır gerekçesiyle cenazeler saatlerce dışarıda bekletilmesin. Çağdaş morg böyle mi hizmet verir? Önceki gün vefat eden bir vatandaşımız saatlerce dışarıda bekletildi. Neymiş efendim Morgcu eve gitmiş anahtarda morgcuda olduğu için morgcunun köyden gelmesini beklediler. Lefkoşa Devlet Hastanesi morgu bir morgcunun eline mi kaldı?

BALIKÇILAR AĞLARI SAHİLE DÖKERSE

Şimdi bir da bu çıktı, bundan böyle yüzerken balıkçıların ağlarına takılmamak için dikkat edeceğiz. Eskiden balıkçılar ağlarını yasaya göre en az bir kilometreden uzak yerlere  dökebilirlerdi, şimdi yeni yasa çıkmış balıkçılar ağlarını kıyıya  da dökebiliyorlar. Dün Salamis’ten arayan vatandaşımızın oğlu sahilde yüzerken ayağı balıkçıların dökmüş olduğu ağlara takıldı. Babası yanında olmasa çocuk boğulabilirdi de.! Bundan böyle denize gidenleri uyarmamız gerekiyor. Özellikle Mağusa bölgesinde Salamis’ten tutun, ta boğaza kadar balıkçılar sokan balığı tutmak için ağlarını kıyıya döktüler. Yani sizin anlayacağınız; artık denize girerken denizde ağ olup olmadığını kontrol edeceksiniz.Dün arayan vatandaşımız gibi ağ olduğunu fark etmezseniz boğulma tehlikesi geçirirsiniz. Aman dikkat kıyıda ağ var diyoruz.

KIB-TEK YÖNETİM KURULU HALA DAHA ATANMIYOR

Ekonomi ve Enerji Bakanı Sunat Atun; Akın Cellatoğlu’nda ısrarcı olunca yeni yönetim kurulu bir türlü atanamıyor. Hatırlanacağı gibi Kıbrıs Türk Elektrik Kurumu (Kıb-Tek), görevden alınıp yeniden oluşmuştu. Ancak yeni listede Akın Cellatoğlu olunca UBP Güzelyurt ilçesi ayağa kalkmıştı. UBP Güzelyurt ilçesi Akın Cellatoğlu’nun yönetimde olmasını kesinlikle istemiyor. Bu konuda toplantı yaptılar ve imza koydular. O bakımdan; Başbakan atamaları durdurdu. Aldığımız bilgilere göre; Ekonomi ve Enerji Bakanı Sunat Atun; Akın Cellatoğlu konusunda ısrarlı. Başbakan İrsen Küçük’te iki arada bir derede kaldı. Atasa vay, atamasa vay... Çok merak ediyoruz acaba yeni yönetim kurulu ne zaman göreve başlayacak.?

GARGA’YA MESAJ VAR

Sayın Harun bey;

Umarız siz de diğerleri gibi çekinip yazımızı yayınlamamazlık yapmazsınız. Biz Girne’de bir aileyiz. Evimiz 2 kez soyuldu, kızım 2 sene önce cinsel tacize uğradı. Komşumuz iki gün önce soyuldu. Yani biz evden çıkmayalım diye sayın bakan Özgürgün’ün söylemleri var. Yazıklar olsun böyle siyasilere ve hakkımızı savunan sevgili gazetecilere ve bizi sendikalara salaklar gerizekalılar diye söylemler var. Biz gerizekalı aptalız çünkü sana oy verdiğimiz için. Bundan sonra görüşürüz Özgürgün... Masken düştü, sana beyefendi sevgili bir çocuk derdim ama bizi yanılttın. Derhal bakanlığından istifa ett ki diğerlerine de yazık olmasın. Çok teşşekkürler Harun bey...