UBP hükümetinin gündeme getirmiş olduğu ‘özelleştirme’ yasasından sonra ülkenin gündemi bir anda değişmişti. Önce EL-SEN, ardından TEL-SEN ve bazı muhalif partilerin de desteğiyle ülke genelinde grev kararı alındı. Sendikalar ve muhalif partiler almış oldukları kararda belki haklıydılar; fakat önceden de savunduğumuz gibi ‘yöntem’ yanlıştı!

Siyasette bir söz vardır; “Muhalefetin görevi muhalefet yapmaktır!”. Hükümet doğru da yapsa, yanlış da yapsa illa ki muhalefet olunacaktır. Hükümetin ‘özelleştirme’ ile ilgili sunduğu yasaya sendikalar ve muhalif partiler çok öfkeli bir şekilde karşı çıktılar. Buna saygımız var; fakat “öfkeyle kalkan zararla oturur” sözünü de aklımızdan çıkarmamak gerek! Nitekim de öyle oldu; sendikaların kendilerine destek veren muhalif partilerle birlikte ülkeyi altı gün boyunca karanlığa bürümeleri, çocuk, hasta ve yaşlı demeden yaşamlarını altüst etmeleri büyük tepkiler almalarına neden oldu.

Yani olan yine halka oldu! Hiç kimse yanlış anlamasın; burada hükümetin haklı olduğunu savunmuyorum. Yaşananlardan altı gün boyunca sessiz kalması, sabotajlara engel olmaması ve ülkedeki tansiyonun yükselmesini izlemekle kalan hükümet de son derece sorumludur! Burada en fazla düşünülmesi gereken ‘halktı’! Ama öyle olmadı; sendikalar ülkeyi karanlığa bürüyerek toplumsal aydınlık aradılar. Kimileri destek verip “gerekirse 6 ay da karanlıkta yaşarım” dedi, kimileriyse “hiçkimsenin beni mağdur etmeye hakkı yoktur” diyerek öfke kustu!

Her görüşe saygı duymak zorundayız. Halkın bölünmemesi, demokratik yapının gelişebilmesi ve daha güzel bir hayat için insanların görüşlerine saygı duymak zorundayız! Ama şu an öyle görünüyor ki halk yine ikiye bölünmüş durumda; bir tarafta sendikaların çok büyük bir hata yaptığını savunanlar, diğer tarafta “sendikalara desteğimiz sonsuzdur” diyenler! Dediğimiz gibi, olan yine halka oldu; öfkelendirildiler ve bölündüler!

Sendikaların grev yaparken uyguladıkları yöntemin yanlış olduğunu savunmaya devam edeceğiz. Hükümetin almış olduğu karara karşı direnmek demek 30 Ocak’taki büyük miting demekti. Halkın desteğini almak demek, haklarını gasp etmeden onları meydana toplamak demekti! Meydanları inletmek, birliği, mücadeleyi ve dayanışmayı meydanlarda yine haykırmak, halkın iradesini hükümete göstermek demekti! Ama öyle olmadı; bugün sendikalar ve kendilerine destek veren siyasi partiler 30 Ocak’taki büyük mitingin ileri bir tarihe alındığını, onun yerine 30 Ocak’tan itibaren bölgesel eylemler yapacaklarını söylediler.

İlk olarak 30 Ocak’ta Kuğulu Park’ta çadır eylemi başlatacaklarını belirten örgüt, siyasi parti ve sendikalar Toplumsal Varoluş Hareketi’nin gittikçe daha da geniş kapsamlı ve etkili eylemlere ardından da mitinge dönüşeceğini belirttiler! Peki ne oldu 30 Ocak’ta yapılması beklenen büyük miting? İnsan sormadan duramıyor; acaba “bekledikleri desteği alamamaktan mı korktular” diye! Günlerdir konuşulan ve “30 Ocak’ta meydanları inleteceğiz” dedikleri mitingin ertelenmiş olmasının bir açıklaması vardır herhalde!
Grev, eylem ve miting kararı alacak olanların aklından hiç çıkmaması gereken birşey daha var; halk artık size güvenmiyor! Halk iktidara da muhalefete de güvenmiyor! Bir zamanlar İnönü Meydanı’nı dolduran 80 Binleri tekrardan oraya toplamak artık çok zor! Halk artık yeni bir oluşum, yeni bir zihniyet ve yeni bir anlayış istiyor. Varolan zihniyetten şikayetçi. Bu yüzden miting yapacak olanlar bunu dikkate alsınlar. Unutmayın ki bir zamanlar yüreklerinde ‘toplumsal birlik’ alevleri yaktığınız halkın yüreğindeki ateşin sönmesindeki sebep yine sizlersiniz!

MESAJI OLAN ALSIN

Sn.Mustafa KARADERİ; Güzelyurt göleti ile ilgili yaptığınız açıklama ne kadar bölge halkını rahatlatsa da siz yine de ne olur ne olmaz tedbiri elden bırakmayın.

Sn.Öktem EMRE; Biz seni bu kadar sendikacı ruha sahip olduğunu bilmezdik.Gelgelelim her aktivitede önlerde yer alman dikkatlerden kaçmıyor.Kolay gelsin.

Sn.Serdar DENKTAŞ; Ailenin büyük yükü size kalmış ki hem siyasi kimliğiniz hem de erkek olarak bütün taziyeleri kabul etmeye devam ettiğiniz gözlemleniyor.Bu gidişle yoğunluğunuz artmaya devam edecek görünüyor.

Sn.Metehan EREL; Sütle ilgili yaptığınız açıklamalar biraz geç de olsa yerinde oldu.İlla ki da birşey olması mı gerekir onu anlamış değiliz.Sonuçta süt kullanımı ile ilgili her zaman teşvik edici açıklamalar her zaman yapılmalı.

Sn.Ercan İBRAHİMOĞLU; Fener yenildi diye matem havasına girmene gerek yok zaten bu sene Türkiye’deki lig de bizimki gibi cullisine oynanıyor.Yakında da takımın cezayı yiyecek.Ben olsam hiç maç izlemezdim ama yine de sen bilin.

Sn.Ömer ARHUN; Şu alternatif tedavilerin ne olduğunu tam anlamamakla beraber bu işlere merak saldığınız ve kendinizi sürekli geliştirdiğiniz söyleniyor.İyi de yapıyorsunuz da faydasını görürseniz söyleyin biz da gelelim.

Sn.Şerife ÜNVERDİ; Elektrik kesintilerinden dolayı primlerini yatıramayanlara faiz uygulanmayacağı yerinde bir uygulamaydı.Sonuçta devlet her yerde kendini hissettirmeli.Kolay gelsin.

Sn.Buran ATAKAN; 102 kişi ok,geriye kalan eski kthy’ciler de özelleştirme yasasıyla onlar da ok olacak.Merak etme.Sadece biraz daha sabır.

Sn.Tolga ÇAĞAKAN; Hiç partide aktif olmaman dikkatlerden kaçmıyor.Biraz kımıldanın bakalım nolacak.Yoksa sen de Kutlay bey gibi beklemede olanlardansın da haberimiz yok.

Sn.Göktürk ÖTÜKEN; Başkan New York’a gidince Saray’ın iyiden boşaldığı söyleniyor zira Saray’a gelenler sizi de bulamayınca acaba yurt dışına mı gittiniz yoksa tatilde misiniz diye sormadan edemediler.

Sn.İsmail BOZKURT; Gördüğün gibi Greentree’den kayda değer bir sonuç çıkmadı.Zaten çıkması da pek beklenmezdi.Senin için de süpriz sayılmadı deniyor.Sence de öyle mi yoksa hala umutların devam ediyor mu?

Sn.Özalp HAFIZ; Geçen gece kulüpte elektrikler gidince yine mi demekten kendini alamadığın ama sorunun kulübün sigortasının attığını duyunca rahatladığınız söyleniyor.

Dr.Faiz SUCUOĞLU; Yine gribe yakalandığınız ve evde istirahata çekildiğiniz söyleniyor.Gerek havalar gerekse yoğunluk tabi vücudun yorgun düşmüş.Geçmiş olsun.

Sn.Erdal GÖKHAN; Sizi fotoğraf makinesiyle görenler kurucu cumhurbaşkanını anmadan edemiyorlarmış.Demek ki bu kadar başkanla özdeşleştiğinize göre bu misyonu devam edip canlı tutmaya devam edin.

Sn.Hüseyin ÖZGÜRGÜN; Uzunca zamandır seni göremedim diye sana mesaj atacaktım gecenin bir vakti Türkiye’de yayınlanan PUSULA programında çıkıverdin.Kurucu Cumhurbaşkanı anısına yapılan programda başkanla ilgili söylediklerin konusunda çok haklısın Kahramanlar yalnız ölmez.Halk bunu da gösterdi zaten.

Sn.Alpay AFŞAROĞLU; Elma dersem çık armut dersem çıkma elma!!!

Sn.Tuluy KALYONCU; Hadi artık top sizde.Özerklik konusunda iyi yapılanamazsanız kurumu daha da kötü günler bekleyecek haberiniz olsun.Özerklik da ilerde olmazsa o zaman özelleşme kaçınılmaz görünüyor.

Sn.Kenan ATAKOL; Uzun zamandan sonra siyasi görüş vermeniz ve TV programına katılmanız birçok vatandaşı sevindirmiş diyorlar.Ne de olsa siz de bu ülkeye epeyce katkılarda bulundunuz.Daha fazla görünseniz iyi olabilir.

Sn.Halil İbrahim AKÇA; Kurumla ilgili söylediklerinizi duyan ekonomistler zamanın sizi haklı çıkaracağı konusunda hem fikirler.Sonuçta zararda olan bir kurum özelleşmezse nasıl tasarruf yapıp ayakta duracak.Bekleyip göreceğiz.

Sn.Aslan BIÇAKLI; Dua edin de elektrikteki grevden halk daha fazla mağdur olmasın diye hükümet geri adım atmak zorunda kaldı.Gelgelelim grev bitti ama halkın büyük çoğunluğu sendikaların bu eylemini tasvip etmedi haberiniz olsun.Halka bir özür borcunuz var bilesiniz.

GARGA’YA MEKTUP VAR

Sn.KKTC Başbakanı İrsen Küçük;

Bugün günlerden 27 Ocak 2012. Bundan yaklaşık bir ay önce Sn.Başbakan İrsen Küçük meclis kürsüsünden cezaevindeki mazbatalıların yılbaşını evlerinde aileleriyle kutlayacağını söyledi.Bunu birkaç defa da farklı ortamlarda dile getirdi.

Hem cezaevindekiler hem de biz dışarıda bekleyenler Başbakanımız bize sahip çıktı bize babalığını yaptı dedik.Cezaevindeki mazbatalılar eşyalarını yataklarını toplayıp çıkmak için hazırlandılar, nede olsa yılbaşında evlerinde olacaklarını KKTC'nin Başbakanı söylemişti.Ona inanmayacaklardıda kime inanacaklardı ? Tüm kamuoyuda Başbakanın sözünü tutup tutmayacağını merak ediyordu.Malesef Başbakan sözünü tutmadı,ve mazbatalılar yılbaşına cezaevinde girdiler.Aileleri ise o güne hiç önem vermeyip yeni yılı inkar ettiler.O gece ülkenin Başbakanı ise ülkenin en lüks otellerinden birine eşiyle beraber gidip ülkede her şey yolundaymış gibi eğlendi.Ertesi gün gazetelerde eşiyle beraber dans ederken ki fotoğrafları boy boy çıktı.Tabi ki eğlenecek.Allah versin gözü olanın gözü çıksın.Öbür taraftan ülke bu denli yangın yeriyken bir Başbakan'ın bu tutumu tüm halkı çok rahatsız etti.Adeta Sn.Başbakan'ın hepimizle alay ettiğini hissettik.

Sn.Başbakanın cezaevinde hiçbir suçu olmadan insan haklarına aykırı bir şekilde yatan insanların konusuyla ilgili açıklama yapmasını çok bekledik.Bugün oldu hala daha da bekliyoruz.Hep bir merak içindeyiz.Acaba bu rahatlık,bu vurdumduymazlık ne zaman giderilecek,ülkedeki problemler ne zaman bitecek?Gördüğümüz kadarıyla hiçbir zaman.Hani bir şeyler yaparken,kararlar üretirken,Anayasa'ya aykırılığı var mı diye bakıyorsunuz ya,bugün bu yaşanan olay Anayasa'nın 'Güçsüzleri esenlendirme ve kalkındırma' maddesine karşı değil mi,yapılan uygulama güçsüzü daha da güçsüz kılmıyor mu ?Bizi ne zaman fark edeceğinizi merak ediyor ve sadece seçim zamanı fark edilmek istemiyoruz. Saygılarımızla...

Bir vatandaş