Geçtiğimiz günlerde ülkemiz (KKTC) tarihi boyunca belki de en coşkulu ve vizyon dolu etkinliklerinden birine ev sahipliği yaptı. Teknoloji tutkunlarının kalbini fetheden, genç zihinlerin kıvılcımlarını ateşleyen Teknofest, Ada’ya bir fırtına gibi geldi, bilim ve teknolojinin tohumlarını dört bir yana savurdu.

Türkiye’de her yıl milyonları peşinden sürükleyen Teknofest’in bu kez KKTC’de yapılmış olması sadece bir etkinlik değil, aynı zamanda bir duruş, bir çağrıydı. Kıbrıs Türkü’nün potansiyeline, gençlerinin hayallerine, kendi ayakları üzerinde duran bir gelecek vizyonuna güçlü bir vurgu… Bu satırları yazarken bile festival alanındaki o kalabalığın sesi kulaklarımda, o heyecanın sıcaklığı hala  içimde.

Lefkoşa’nın sabah güneşiyle aydınlanan sokaklarında yürürken her yaştan insanın Teknofest tişörtleriyle dolaştığını görmek sıradan bir manzara değildi. Bu, bir festivalin ötesindeydi. Bu bir uyanıştı. Yıllarca siyasal meselelerin gölgesinde kalan KKTC’nin gençleri, kendi potansiyellerini keşfetme fırsatı buldu bu etkinlikte.

Teknofest, “Milli Teknoloji Hamlesi” sloganının sadece Türkiye sınırları içinde kalmadığını, kardeş coğrafyalarda da karşılık bulduğunu gösterdi. Bu hamlenin KKTC’ye uzanması, gençlerin “biz de yapabiliriz” cümlesini yüksek sesle söylemesine olanak sağladı. Türkiye ile bilimsel ve teknolojik iş birlikleri için yeni kapılar aralandı, ortak Ar-Ge projeleri için fikirler doğdu. Bundan daha büyük mutluluk ve gurur olamaz sanırım.

Özellikle Baykar Teknoloji’nin standı önünde oluşan kalabalık, savunma sanayii alanındaki merakı ve gururu da gözler önüne serdi. Birçok öğrenci, insansız hava araçlarının nasıl geliştirildiğini öğrenmek için saatlerce sırada bekledi. Orada sadece teknolojiyi değil, aynı zamanda bağımsızlık idealinin mühendislikle buluşmuş halini gördüler.

Etkinlik sadece gençleri değil, ebeveynleri, öğretmenleri, hatta devlet büyüklerini de etkiledi. Bilim, ilk kez bu kadar halkla iç içeydi. Stantlarda yer alan yenilikçi projeler sadece yarışmak için değil, toplumu dönüştürmek için de vardı. Tarım teknolojileri, çevreye duyarlı enerji çözümleri, dijital sağlık uygulamaları… Bunlar, KKTC’nin geleceğini şekillendirecek fikirlerdir bana göre. Sanırım size göre de öyle.

Teknofest’in ardından geriye bir yığın proje, binlerce fotoğraf ve milyonlarca hatıra kaldı. Ama hepsinden önemlisi, bir bilinç kaldı. Artık KKTC’de bilim, sadece okul kitaplarında yer alan bir konu değil; günlük yaşamın, sosyal hayallerin, hatta ulusal vizyonun bir parçası.

Bu etkinlik, gençlerin zihnine bir kıvılcım düşürdü. Şimdi o kıvılcımı büyütmek, ateşi alevlendirmek gerekiyor. Üniversitelerin Ar-Ge yatırımlarıyla, devletin girişimcilik destekleriyle, özel sektörün cesur adımlarıyla bu ateşin sönmeden yol alması şart. KKTC’de düzenlenen Teknofest, sadece bir teknoloji festivali değil, bir zihniyet dönüşümünün başlangıcıydı. Ada artık yalnızca denizi, güneşi ve tarihiyle değil; bilimle, inovasyonla ve gençliğiyle de anılacak.

ADA’YA DÜŞEN  TEKNOLOJİ YAĞMURUNDA HEPİMİZ ISLANDIK …