Bugün inanılmaz bir kalabalıkla Kurucu Cumhurbaşkanımız Rauf Denktaş’ı son yolculuğuna uğurladık. Kıbrıs Türkü kendine Cumhuriyeti kurup emanet eden liderine veda ederken dünyaya da O’nun fikirlerine bağlı olduğu mesajını vermiştir.

Cumhurbaşkanlığından Selimiye Camiine kortejle birlikte yürürken etrafıma bir baktım ve gelecek için umutlandım.  Gördüğüm insan seli Lefkoşa’ya taşınmış suni bir kalabalık değildi. Oraya gelen herkes Kurucu Cumhurbaşkanı Denktaş’a olan sevgisi ve saygısından dolayı gelmişti. Bu noktayı herkes bir yere not etsin çünkü böylesine acı dolu bir günde bence bir umut da doğmuş oldu. Bu halkın çoğunluğu Rumlarla birleşmek ister diyenler bu görüşlerini bir daha gözden geçirsinler. Çünkü bu halk açıkça liderleri Sayın Denktaş’ın izinde olduklarını bugün göz yaşları içerisinde haykırmıştır.

Rauf Denktaş’ı anlatmak, O’nun yaşam öyküsünü birkaç satırla sınırlamak O büyük insana haksızlık olur. Zaten, Kıbrıs Türkü Denktaşını çok iyi tanıyor. O, bu adanın her yanında umutsuzluk olduğu, Kıbrıs Türk Halkının var olmakla yok olmak arasında gidip geldiği günlerde Dr. Fazıl Küçük’le beraber insanına umut verdi. O, Doktordan devraldığı meşaleyi en şerefli şekilde taşıdı ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti olarak taçlandırdı. Bugün O’nun vucudunu toprağa vermiş olabiliriz ama O’nun fikirleri asla yok olmayacaktır. Bugün gördüğüm o insan seli O’nun fikirlerinin yaşaması için uğraşacaktır.

Gazetelere veya televizyonlara bir göz attığınızda O’nunla ilgili yüzlerce hatta binlerce değişik anının anlatıldığını farkedersiniz. Kendini tanımak şansına erişen herkesin belirttiği belki de en önemli şey insanları ne kadar sevdiği idi. O, sadece seçilmiş bir Cumhurbaşkanı değil, halkıyla beraber olmayı seven, halkının arasında olan gerçek bir liderdi. Hayatta en yüksek makamlara seçilen kişiler vardır. Bu onların halklarının gerçekten lideri olduğunu göstermez. Sadece belli bir süre için o makamı kullanan biri olduklarını gösterir, o kadar. Rauf Denktaş Kıbrıs Türkünün gerçek lideri idi. Bunu kimse inkar edemez.
 
Çocukluğumda kaç defa O’nu hafta sonlarında Girne yolunda arabasını tek başına sürerken gördüğümü hatırladım bugün. Bana bunu hatırlatan etrafta olan sayısız makam arabaları ve korumalardı. O arabacığına tek başına biner halkının arasında gezerdi. Ne korumaya ihtiyaç duyardı ne de şöföre. Halkı da her zaman O’nu bağrına basmasını bildi.

Rahat uyu Sayın Denktaş. Benim bugün arkandan göz yaşı dökerken gördüğüm Kıbrıs Türkü senin bıraktığın mirasa sahip çıkacaktır. Bizlere emanet ettiğin Cumhuriyeti koruyup geliştireceğimizden emin olabilirsin. Artık bu ülkenin layık olduğu yere gelme zamanı gelmiştir ve hepimizin bunun için çalışması gerekmektedir. Kıbrıs Türkü yok olacakken Cumhuriyete ulaştı. Artık epey zamandır devam eden duraklama dönemini de geride bırakıp çağdaş bir ülkeye geçmenin zamanı da gelmiştir. Kurucu Cumhurbaşkanı Denktaş’a o kadar da borcumuz olsun artık...