Haftaya başlarken Kıbrıs’ta ve dışarıda gelişen bazı konulara kısa kısa değinmek istedim. Her ne kadar da New York Greentree zirvesi ve EL-SEN ile TEL-SEN’in ertelenen grevleri gündemimizdeki önemini koruyorsa da bazı gelişmeleri not etmeden geçemeyeceğim.

Yunanistan - İngiliz Financial Times gazetesinin ele geçirdiği belgeye göre Alman hükümeti, Euro Bölgesi’ne üye ülkelerin temsilcilerine verdiği dilekçeyle, Yunanistan’ın bağımsız bütçeden vazgeçmesini ve mali kontrolü Euro Bölgesi maliye bakanları tarafından görevlendirilen bir komisere devretmesini istedi.

Bu bağlamda Yunanistan kendi bütçesi ile ilgili tüm yetkileri kaybetmiş ve dışarıdan görevlendirilen bir nevi valinin emir altına girmiş olacak. Yunanistan’ın artık ne kadar bağımsız bir devlet olduğu tartışılır duruma gelecek. Yunanistan’la başlayan bu hareket diğer ekonomik sorunlu AB ülkelerine de yayılabilir. Bu da Avrupa içi dengeleri tamamen sarsacak boyuta ulaşabilecek bir şey.

Sormadan geçemeyeceğim. Kıbrıs’ta bir anlaşmaya ulaşılır ve AB içinde yer alacak yeni ortak devlet kurulursa, bugün Türkiye’ye “paranı da askerini de istemiyoruz” diyen ve her birkaç haftada bir meydanlara dökülen bazı sendikacılarımız o zaman da AB’ye “ne paranı ne de komiserini isteriz” diyerek meydanlarda gösteri yapacaklar mı?

ABD – Kasım ayında ABD’de başkanlık seçimi var. Demokratlardan aday Başkan Obama olacak ancak Cumhuriyetçi partinin adayını belirlemek için olan ön elemeler şu an devam etmektedir. Birçok aday adayıyla başlayan yarış şu anda dört adaya düşmüş durumda. Bunlar içerisinde de kazanma şansı olanlar Eski Massachusetts Valisi Mitt Romney ve eski ABD Temsilciler Meclisi Başkanı Newt Gıngrich.

Amerika’da başkanın kim olacağı bizi de yakından ilgilendiren bir şey çünkü dünyanın tek super gücü olan ABD Kıbrıs konusundan tutun Türkiye’nin bölgesel etkisi de dahil her coğrafyayı  etkileyen biro lay. Dolayısı ile de bu seçime sutunumda gerektikçe bir göz atmamızda yarar var diye düşünüyorum.

Adaylara bir baktığımza şu anda Mitt Romney’in önde olduğunu görsek te önümüzde çok önemli bir Florida eyaleti ‘primary’si ya da ön seçimi vardır. Salı gün gerçekleşlecek olan bu seçimden Romney’in önde çıkacağı kesin ama Gingrich’in ne kadar farkla kaybedeceği de önemli. Bu adayların ikisi de Cumhuriyetçilerin aşırı sağ kadına hitap etmeye çalışıyorlar çünkü bu kanadın desteğini almadan Cumhuriyetçilerden aday adaylığını kazanmak çok zor.

Genel seçimi kazanabilmek içinse daha çok uçlara değil ortaya hitap etmek gerekir. İşte bu Başkan Obama’ya bir avantaj sağlayacak gibi görünüyor ama karşısındaki aday belli olmadan bu analizi yapmak haksızlık olur. Yarın eğer Florida’yı Romney kazanır ve Gingrich çok gerilerde kalırsa Gingrıch’in yarıştan çekilmesi gerekebilir. Bu da büyük bir ihtimalle Romney’in Cumhuriyetçilerin genel seçimde adayı olacağını işaret eder. Tabi eğer yarın Florida’yı büyük bir çoğunlukla kazanırsa…

Güney Kıbrıs – Greentree ertesi Rum siyasi arenası çalkalanmaya devam ediyor. AKEL dışındaki tüm partiler Birleşmiş Milletleri, BM Özel Temsilcisi Alexander Downer’i ve kendi liderleri Hristofyası yerden yere vururken bu listeye yeni bir kurban eklendi: İngiltere. Rumlar Kıbrıs konusuna yaklaşımlarına ters düşen herkesi düşman ilan ederler. Bu da onların görüşmelerde ilerleme kaydedilmesini engellemelerine yardımcı olur ve bildiğimiz sonu gelmeyen görüşme süreçleri gelir ve gider. Kendi aralarında kavga edermiş gibi yaparlar, dışarıdan düşmanlar icat ederler ama herşeyin de durmasını sağlarlar. İşte yine böyle bir dönemdeyiz çünkü Hristofyas ve Rumların bizi Kıbrıs Cumhuriyetine yama yapma tezleri köşeye sıkışmış durumdadır.